Examples of using "покидает" in a sentence and their turkish translations:
kaçınılmaz sona yaklaşmasını izlerken
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.
O, sürekli olarak ülkeyi terk edeceğini söylüyor.
Futbolcu sahayı terk ediyor. Görünüşe göre travma ciddi.
Allah eksik etmesin.
Tom beni terk ediyor.
İngiltere, Avrupa Birliği'ni terk ediyor.
Normalde, anneleri doğum yapınca su samuru yavruları aileden ayrılır.
reytinglere baktığımızda zirveyi hiç bırakmıyor
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.
Tom'un bana bütün gerçeği söylemediğini hissetmeden geçemeyeceğim.
Tom asla Boston'dan ayrılmaz.
Mary asla başörtüsü olmadan evi terk etmez.
Emily bu sabah Paris'ten ayrılıyor.
- Bu duygudan kurtulamıyorum.
- Bu hissi üstümden atamıyorum.