Translation of "últimas" in Turkish

0.969 sec.

Examples of using "últimas" in a sentence and their turkish translations:

En las últimas tres décadas,

kökten değişti

Ahora, con las últimas cámaras,

Artık, son çıkan kameralarla...

¿Cuáles son las últimas noticias?

En son haber nedir?

Estas son las últimas lágrimas.

Bunlar son gözyaşlarıdır.

¿Cuáles fueron sus últimas palabras?

Onun son sözleri nelerdi?

Las últimas lluvias causaron inundaciones.

- Son yağmurlar sele neden oldu.
- Son yağmurlar sele sebep oldu.

¿Usted votó en las últimas elecciones?

Son seçimde oy kullandın mı?

Y esas fueron sus últimas palabras.

Ve onlar son sözleriydiler.

Sabe mucho de las últimas tendencias.

O, en son modalar hakkında çok şey biliyor.

¿Qué hiciste en las últimas vacaciones?

Son tatilde ne yaptın?

No voté en las últimas elecciones.

Son seçimde oy vermedim.

Ser una de los últimas en salir

Son çıkanlardan biri olmak...

Su viejo auto anda en las últimas.

- Onun eski arabası miadını doldurmuş.
- Onun eski arabası eski püskü.

Por favor, repite las tres últimas palabras.

Lütfen son üç sözcüğü yineleyin!

Escúchenme bien, estas podrían ser mis últimas palabras.

- Şimdi iyi dinleyin, bu benim son sözlerim olabilir.
- Şimdi iyi dinle, bu benim son sözlerim olabilir.

¿Cuándo se llevaron a cabo las últimas elecciones?

Son seçimler ne zaman tamamlandı?

Piensen en lo que comieron las últimas 24 horas

Şimdi sziden, son 24 saat içinde yediğiniz

Intentó resumir las dos últimas décadas de investigación empírica

insanları hayatlarında gerçekten mutlu ve memnun eden şeyle ilgili,

En las últimas dos semanas, no ha llovido nada aquí.

Son iki haftadır burada yağmur yok.

Sus últimas piezas musicales solo son variaciones de sus trabajos anteriores.

Onun en son müzik parçaları sadece onun daha önceki çalışmasının varyasyonlarıdır.

Tom encontró el diario de Mary y leyó las últimas tres páginas.

Tom, Mary'nin günlüğünü buldu ve son üç sayfasını okudu.

¿Por qué siempre las frases más largas son las últimas en traducirse?

Neden en son tercüme edilenler en uzun cümlelerdir?

Me he pasado las tres últimas semanas peleándome con un resfriado tenaz.

Son üç haftadır inatçı bir soğukla savaşıyorum.

De que envió sus últimas reservas para intentar detener el ataque de Baibars por el centro.

Son askerlerini Baybars'ı durdurmak için gönderince ortaya çıktı.

Son las últimas horas de la noche, pero las selvas de Asia siguen en la oscuridad.

Gecenin artık son saatleri. Ama Asya'nın yağmur ormanları hâlâ karanlığa gömülü.

Mientras se recuperaba de sus últimas heridas en esta batalla, Lannes recibió noticias dolorosas de su casa:

Bu savaşta aldığı son yaralar iyileşirken Lannes, evinden acı bir haber aldı: