Examples of using "Atrevió" in a sentence and their turkish translations:
O bir şey söylemeye cesaret edemedi.
O bir şey söylemeye cesaret edemedi.
O, yağlı restoran menüsüne dokunmaya cesaret edemedi.
Erkek kardeşim nehri yüzerek geçmeye cesaret edemedi.
hiçbiri neler olup bittiğine dair yorum yapmaya cesaret edemiyordu.
Tom Mary'ye bakmaya cesaret edemedi.