Translation of "Ayudará" in Turkish

0.088 sec.

Examples of using "Ayudará" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Los ayudará esto?
- ¿Las ayudará esto?

Bu onlara yardımcı olacak mı?

Esto ayudará.

Bu yardımcı olur.

Tom ayudará.

Tom yardım edecek.

Eso ayudará.

O yardım edecek.

- Marie nos ayudará mañana.
- Mary nos ayudará mañana.

Mary yarın bize yardımcı olacak.

¿Ayudará la cirugía?

Ameliyat ona yardımcı olacak mı?

Tom te ayudará.

- Tom size yardım edecek.
- Tom sana yardım edecek.

Tom me ayudará.

Tom bana yardım edecek.

Cualquier cosa ayudará.

Her şey yardımcı olacaktır.

Mi padre me ayudará.

Babam bana yardım edecek.

¿Seguro que nos ayudará?

Onun bize yardım edeceği kesin mi?

Eso no te ayudará.

- Şu sana yardım etmeyecek.
- Bu size yardımcı olmaz.

Tom no te ayudará.

Tom sana yardım etmeyecek.

Tom nos ayudará, ¿verdad?

Tom bize yardım edecek, değil mi?

- Si se lo pides, te ayudará.
- Te ayudará si se lo pides.

Ona rica ederseniz, size yardımcı olacaktır.

Esto ayudará a mucha gente.

Bu birçok kişiye yardımcı olacak.

Tom le ayudará a usted.

Tom size yardım edecek.

Tom no ayudará a Mary.

Tom, Mary'ye yardım etmeyecek.

Si haces eso, te ayudará.

Bunu yaparsan, sana yardım ederim.

Sé que mi padre me ayudará.

Babamın bana yardım edeceğini biliyorum.

Esto ayudará a mucha gente. Buen trabajo.

Bu birçok kişiye yardımcı olacak. İyi işti.

Él no les ayudará, ni yo tampoco.

O onlara yardım etmeyecek, ben de etmeyeceğim.

Toma esta pastilla. Te ayudará a dormir.

Bu hap al. Uyumana yardımcı olacaktır.

Gritarle a tu ordenador no te ayudará.

Bilgisayarınıza bağırmak işe yaramaz.

- ¿Quién me va a ayudar?
- ¿Quién me ayudará?

Bana kim yardım edecek?

Esto ayudará a crear una conversación y conciencia general

bu şimdi yapay zekânın ne olduğu,

Esta medicina los ayudará con el dolor de cabeza.

Bu ilaç baş ağrına iyi gelecek.

- Esta medicina te ayudará.
- Esta medicina le va a ayudar.

Bu ilaç size yardımcı olacaktır.

Tom dijo que me ayudará a adquirir lo que necesito.

Tom bana, ihtiyacım olduğunda yardım edeceğini söyledi.

No me permitirá seguir demasiado tiempo, pero me ayudará un poco.

Bu çok uzun süre işe yaramayacaktır ama biraz olsun yardımcı olacaktır.

El telescopio espacial nos ayudará a conocer el universo mucho mejor que antes.

Uzay teleskobu bize evreni tanımada öncesinden çok daha fazla yardım edecek.