Translation of "Buscó" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Buscó" in a sentence and their turkish translations:

Él buscó la llave.

Anahtarı aradı.

Él inmediatamente buscó una respuesta.

Hemen bir cevap aradı.

- Tom buscó a Mary por todas partes.
- Tom buscó a Mary por todos lados.

Tom her yerde Mary'yi aradı.

La policía buscó al niño perdido.

Polisler kayıp çocuğu aradılar.

Buscó la llave en sus bolsillos.

- O, anahtar için cebini araştırdı.
- O, anahtar için cebini aradı.

Él buscó refugio de la lluvia.

O, yağmurdan dolayı sığınak aradı.

Buscó la palabra en su diccionario.

Sözlüğünde kelimeye baktı.

Buscó la llave de la puerte.

Kapının anahtarını aradı.

La policía buscó al niño desaparecido.

Polis kayıp çocuğu aradı.

El equipo de reclutamiento buscó empleados prometedores.

İşe alım ekibi gelecek vadeden işçiler arıyordu.

El perro buscó y trajo la pelota.

Köpek topu getirdi.

Tom buscó sus llaves por el cuarto.

Tom anahtarları için odaya baktı.

Él buscó las llaves en el cajón.

O, çekmecede anahtarları aradı.

Buscó en el cuarto por la llave perdida.

Kayıp anahtar için odayı aradı.

Él buscó todo el día por la carta.

Bütün gün mektubu aradı.

Mi madre buscó la historia de las tazas de café.

Annem kahve fincanlarının tarihine baktı.

Tom buscó a tientas su linterna, que había caído detrás del sofá.

Tom kanepenin arkasına düşen el fenerini el yordamıyla aradı.

Tom buscó su botiquín de primeros auxilios, pero no lo pudo encontrar.

Tom ilk yardım kitini aradı fakat onu bulamadı.

La policía buscó por todas partes y no pudo encontrar rastros de Tom.

Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili hiçbir iz bulamadı.

Ella buscó las llaves de la casa en su cartera, pero no las encontró.

Evin anahtarı için çantasına baktı ama onu bulamadı.

La policía buscó por todas partes y no pudo encontrar ningún rastro de Tom.

Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili herhangi bir iz bulamadı.

- Él buscó todo el día por la carta.
- Estuvo buscando la carta todo el día.

Bütün gün mektubu aradı.

- Mary miró en su armario tratando de encontrar algo adecuado para ponerse.
- Mary buscó en su armario algo adecuado que ponerse.

Mary giyecek uygun bir şey bulmaya çalışarak dolabına baktı.