Translation of "Comercial" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Comercial" in a sentence and their turkish translations:

Adoro ese comercial.

O reklamı seviyorum.

Desde una perspectiva comercial,

İş perspektifinden bakarsak

¿Viste el nuevo comercial?

Yeni reklamı gördün mü?

- Catherine quiso ir al centro comercial.
- Catherine quería ir al centro comercial.

Catherine alışveriş merkezine gitmek istedi.

Ayer fui al centro comercial.

Dün alışveriş merkezine gittim.

¿Dónde está el centro comercial?

Alışveriş merkezi nerede?

He estado en el centro comercial.

Alışveriş merkezine gittim.

Dimos vueltas por el centro comercial.

Alışveriş merkezini dolaştık.

Me gustaría ir al centro comercial.

Alışveriş merkezine gitmek istiyorum.

Este no es un muelle comercial.

Bu, ticari bir İskele değil.

¿Algún autobús va al centro comercial?

Alışveriş merkezine giden bir otobüs var mı?

Pero Tivo es un fracaso comercial,

Fakat TiVo ticari bir başarısızlıktır.

El subdirector comercial --no debería repetir esto--

İş yönetimi başkan yardımcısı burada, bunu tekrarlamamalıyım.

¿Viste a alguien en el centro comercial?

Alışveriş merkezinde birini gördün mü?

Hay tres tiendas en el centro comercial.

Alışveriş merkezinde üç mağaza var.

Es un ejemplo de la esfera comercial.

Bu bir ticari örnek.

Dimos vueltas sin rumbo por el barrio comercial.

Alışveriş bölgesinde amaçsızca dolaştık.

Se bajó del taxi en el centro comercial.

O, mağazadaki taksiden indi.

Justo al lado de un centro comercial de lujo.

ve lüks bir AVM'nin hemen yanında.

En el centro comercial o en el mercado también.

AVM veya pazar alışverişleri...

Hoy el centro comercial abre la puerta ese día

Bugün avm o gün kapı açıyorlar

Exportar es una actividad comercial que trasciende las fronteras.

İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.

- El centro comercial está desierto.
- La sala está desierta.

Alışveriş merkezi terk edilmiş.

El centro comercial está a una milla por delante.

Alışveriş merkezi bir mil ilerde.

Me compré un sombrero nuevo en el centro comercial.

Mağazada yeni bir şapka aldım.

Tenía 12 años y fui reclutada en un centro comercial.

12 yaşındaydım ve bir AVM'de keşfedilmiştim.

Nunca alimentaría a mi perro con comida de perro comercial.

Köpeğimi ticari köpek maması ile asla beslemem.

Los socios comerciales se apoyan en Japón para clarificar su política comercial.

Ticaret ortakları, ticaret politikasını açıklığa kavuşturmak için Japonya'ya dayanıyor.

Y se convirtió en una variedad comercial muy importante en el siglo XIX,

ve tadı o kadar hoşuna gidiyor ki

- ¿Hay supermercado dentro de este centro comercial?
- ¿Hay algún supermercado en este shopping?

Bu alışveriş merkezinde bir süpermarket var mı?

Mi veterinario no le da de comer a su perro comida de perros comercial.

Benim veteriner köpeğini ticari köpek maması ile beslemeyecek.

- ¿Cuál es tu comercial de TV preferido?
- ¿Cuál es tu anuncio de televisión favorito?

Favori TV reklamın nedir?

- ¿Cuál es tu comercial favorito?
- ¿Cuál es tu anuncio favorito?
- ¿Cuál es tu publicidad favorita?

Senin gözde reklamın nedir?

Venecia se alzó para convertirse en la mayor potencia comercial y naval en el Mediterráneo oriental.

Venedik, Doğu Akdeniz ticaretinde ve denizinde en güçlü devlet oldu.