Examples of using "Comprase" in a sentence and their turkish translations:
O, onun ona pahalı bir hediye almasını umuyordu.
Tom Mary'nin John'a bir doğum günü hediyesi almasını istedi.
Tom Mary'yi John için bir hediye almaya ikna edemedi.
Tom Mary'yi işten eve giderken onun biraz ekmek almasını isteyip istemediğini sormak için aradı.
Babamdan bu oyuncağı satın almasını istedim.