Translation of "Conoció" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Conoció" in a sentence and their turkish translations:

Tom conoció a Mary.

Tom, Mary ile karşılaştı.

- Lo conoció hace tres años.
- Ella le conoció hace tres años.

O, onunla 3 yıl önce tanıştı.

¿Cómo conoció Tom a María?

Tom, Mary ile nasıl tanıştı?

Tom nunca conoció a Mary.

Tom, Mary'yi hiç tanımıyordu.

Tom los conoció a ellos.

Tom onları tanıyordu.

Tomás conoció un mundo nuevo.

Tom yepyeni bir dünyayı fark etti.

Ella lo conoció en Boston.

O, onunla ilk kez Boston'da karşılaştı.

¿Cuándo conoció Tom a María?

Tom, Mary ile ne zaman tanıştı?

- Dice que conoció a mi padre.
- Él dice que conoció a mi padre.

O, babamla tanıştığını söylüyor.

- Él me conocía.
- Él me conoció.

O beni tanıyordu.

Tom nunca conoció a sus padres.

Tom anne babasını hiç bilmiyordu.

Ella solo lo conoció hace poco.

O, onunla sadece son zamanlarda görüştü.

Tom conoció a Mary en Boston.

Tom Boston'da öncelikle Mary ile buluştu.

La conoció mientras estaba en los EE.UU.

O, Amerika'dayken onunla tanıştı.

Ella lo conoció cuando ambos eran estudiantes.

Onlar öğrenci iken o onunla ilk kez karşılaştı.

Tom conoció a Mary hace tres años.

Tom Mary ile üç yıl önce tanıştı.

Ella lo conoció en una conferencia en Boston.

O, onunla ilk kez Boston'da bir konferansta karşılaştı.

Tom no sabía cuándo Mary conoció a John.

Tom, Mary'nin John'la ne zaman tanıştığını bilmiyordu.

La había visto, la conoció. Lo llevé muchas veces.

Onu gördü, onunla tanıştı. Defalarca kez yanına gittik.

Un apuesto príncipe conoció a una excepcionalmente bella princesa.

Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı.

Peter conoció a Pearl cuando iban juntos al colegio.

Birlikte okuldayken Peter Pearl ile karşılaştı.

Tom conoció a su esposa cuando estudiaba en Francia.

Tom karısıyla Fransa'da okurken tanıştı.

Tom conoció a su esposa cuando estudiaba en Alemania.

Tom eşiyle Almanya'da okurken tanıştı.

Ella se enamoró de él en cuanto lo conoció.

O, onunla ilk kez karşılaştığında ona âşık oldu.

A ella le gustó Charles en cuanto le conoció.

O onunla karşılaşır karşılaşmaz, Charles'ı sevdi.

Tom conoció a Mary cuando iban en enseñanza media.

Onlar lisedeyken Tom önce Mary ile tanıştı.

Tom no se acuerda de cuando conoció a Mary.

Tom Mary ile ilk kez ne zaman tanıştığını hatırlamıyor.

Tom nunca me ha dicho dónde conoció a María.

Tom bana Mary ile nerede tanıştığını hiç söylemedi.

Fue a la ciudad y conoció a su amigo militar

şehre giderek askerlik arkadaşıyla karşılaştı

Ella conoció a una nueva amiga en la escuela hoy.

O bugün okulda yeni bir arkadaşla tanıştı.

¿Le ha contado Tom a Mary cómo conoció a John?

Tom Mary'ye John'la nasıl tanıştığını söyledi mi?

Tom conoció a Mary hace un par de años atrás.

Tom Mary ile birkaç yıl önce tanıştı.

Tom se acuerda del día en que conoció a María.

Tom, Mary ile karşılaştığı o ilk günü hatırlayabiliyor.

Tom conoció a una muchacha más o menos de su edad.

Tom yaklaşık kendi yaşında bir kızla tanıştı.

Conoció a muchas personas fascinantes en el curso de sus viajes.

O, seyahatleri sırasında çok sayıda etkileyici insanlarla tanıştı.

La forma del corazón se conoció como el Sagrado Corazón de Jesús.

kalp şekli, İsa'nın Kutsal Kalbi olarak anılmaya başladı.

Ella conoció a Tom mientras trabajaba a tiempo parcial en el rancho.

Çiftlikte part-time çalışırken Tom'la tanıştı.

Jim se enamoró de Mary en el momento en que la conoció.

Jim onunla tanışır tanışmaz Mary'ye âşık oldu.

Desde entonces, siempre se conoció al pueblo como el pueblo de Esteban.

O andan itibaren, kasaba Esteban'ın şehri olarak tanındı.

Tom conoció a Mary en una fiesta, y fue amor a primera vista.

Tom Mary ile bir partide tanıştı, ve o ilk görüşte aşktı.

Tom se acordó de lo hermosa que había estado Mary cuando la conoció.

Tom ilk karşılaştığında Mary'nin ne kadar güzel olduğunu hatırladı.

Tom no podía recordar el nombre del lugar en donde conoció a Mary.

Tom Mary ile tanıştığı yerin adını hatırlayamadı.

Tom no se acuerda de cuándo exactamente conoció a los padres de Mary.

Tom Mary'nin ebeveynleri ile ilk kez ne zaman karşılaştığını hatırlayamıyor.

- Ella lo conoció en la playa.
- Ella se encontró con él en la playa.

O onunla plajda tanıştı.

- Ella lo conoció a él esta mañana.
- Ella se encontró con él esta mañana.

O onunla bu sabah tanıştı.