Translation of "Cruzando" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Cruzando" in a sentence and their turkish translations:

cruzando fallas políticas.

politik fay hatlarını geçebilmeli.

Estoy cruzando mis dedos.

- Birine şans diliyorum.
- Şans diliyorum.

Estaba cruzando la calle.

O, caddeyi geçiyordu.

Lo vi cruzando la calle.

Onun caddeyi geçişini gördüm.

Ella vino cruzando la calle.

O, caddeyi geçti.

Hay una cabaña cruzando el puente.

Köprünün ötesinde bir kır evi var.

Él está cruzando la calle ahora.

O, şimdi caddeyi geçiyor.

Vi un perro cruzando la calle.

Bir köpeğin caddeyi geçtiğini gördüm.

¿Por qué estás cruzando la calle?

Neden caddeyi geçiyorsun?

Una anciana está cruzando el camino.

Yaşlı bir kadın, caddeyi geçiyor.

Vi a un chico cruzando la calle.

Bir çocuğun caddeyi geçtiğini gördüm.

Tom vio a Mary cruzando la calle.

Tom Mary'yi yolu geçerken gördü.

Mirá al hombre que está cruzando la calle.

Caddeyi geçen adama bak.

Cruzando la calle fue atropellado por un carro.

O caddeyi geçerken bir araba tarafından vurulup yere serildi.

Fuimos desde Francia a España cruzando los Pirineos.

Pireneleri geçerek Fransa'dan İspanya'ya gittik.

Pero de repente cruzando caminos con Mehmet Ali Birand

fakat bir anda Mehmet Ali Birand ile yollarının kesişmesi

Fracasó en el intento de navegar cruzando el océano Pacífico.

O, Pasifik Okyanusu boyunca yelkenli ile gitme girişiminde başarısız oldu.

- Lo vi cruzando la calle.
- Lo vi cruzar la calle.

- Ben onu caddeyi geçerken gördüm.
- Onun caddeyi geçişini gördüm.

Y cruzando la frontera para volver a mi casa en México.

sınırı geçip Meksika'daki evime gidiyordum.

Sin embargo, mientras Hannibal continuaba cruzando los appeninos, Fabio lo ensombreció.

Bununla beraber Hannibal Apeninler'de devam ettikçe Fabius onu gölge gibi takip etti.

Los conductores deben poner ojo con los niños cruzando la calle.

Şoförler, yolda karşıdan karşıya geçen çocuklara çok dikkat etmeliler.

- Vivo cruzando la calle.
- Vivo al otro lado de la calle.

Caddenin karşısında yaşıyorum.

En ese edificio alto cruzando la calle es donde Tom trabaja.

Caddenin karşısındaki o yüksek bina Tom'un çalıştığı yerdir.

- Veo algunas personas caminando por la calle.
- Puedo ver a algunas personas cruzando la calle.

Bazı insanların caddeyi yürüyerek geçtiğini görebiliyorum.

cruzando el río Dniéper helado por la noche, sacando personalmente a los hombres de la zona. río cuando

düşman topraklarında şaşırtıcı bir zorunlu yürüyüşe yönlendirdi . nehir

- He visto a un niño pequeño cruzar la calle él solito.
- Vi a un niño pequeño cruzando la calle sin ayuda.

Caddeyi tek başına geçen küçük bir erkek çocuğu gördüm.