Examples of using "Cuidar" in a sentence and their turkish translations:
Birileriyle ilgilenmek.
Tom ile ben ilgilenirim.
Yarın köpeğime bakar mısın?
Aileme bakabiliyorum.
Çocuklara bakabilir misin?
İlgilenmek zorunda olduğumuz ailelerimiz var.
Tom kendine bakabilir.
Lütfen çocuklara bakar mısın?
Sana bakmak zorunda kaldım.
Gezegenle ilgilenmek zorundasınız.
Sağlığa dikkat etmek lazım.
O, kız kardeşine bakmak zorundaydı.
Bir süreliğine bebekle ilgilenir misiniz?
Hasta annene bakmalısın.
Birisi hastayla ilgilenmeli.
Yarın köpeğime bakar mısın lütfen?
Onun bebeğine bakmak zorundaydım.
Aileme bakmak zorundayım.
O, kendine bakamaz.
Kız kardeşime baktığınız için teşekkür ederim.
- Bu kediye bakmak zorundayım.
- Bu kediye bakmalıyım.
Onlar Tom'la ilgilenecek.
Bir köpekle ilgilenmek istemiyorum.
Onun bebeğine bakmak zorundaydım.
O Mary'ye bakmak zorunda kaldı.
Benim işim bebeğimize bakmaktır.
Tom, Mary'ye bakmak zorunda.
Tom'a bakmak zorundasın.
Çocuklara bakmak zorunda kaldım.
Başımın çağresine bakabilirim, bilirsin.
Tom, Mary'ye bakmak zorundaydı.
Bizim köpeğe kim bakacak?
Hayvanlara bakmayı çok fazla severim.
Ben bunu çocuklara bakmak kadar çok sevmiyorum.
O, annesine bakmak zorunda.
O, kız kardeşine bakmak zorundaydı.
Ben yokken köpeğime bakabilir misin?
Kendi başımın çaresine bakabilirim.
Çocuklara bakmak için yardım edebilir misin?
Ben yokken köpeğime bakar mısın?
Bu gece çocuklara bakmalıyım.
Tom kendine bakamaz.
Tom Mary'ye tek başına bakmak zorundaydı.
Birçok aile düzgün desteği olsaydı
Zaman zaman çocuklara bakmalısın.
Bebek bakımında annesine yardım etti.
Bebekler kendilerine bakabilme yetisine sahip değillerdir.
Ben birçok çocuğa bakmak zorunda kaldığım için yıprandım.
Benim bahçe işlerinde bana yardım etmeni istiyorum.
Tom mükemmel bir şekilde kendine bakabilir.
Tavşana bakmak zorundayım.
Kör hemşire kendini yaşlıların bakımı için adadı.
Mary gelemez. O kızına bakmak zorunda.
Annesine ve kız kardeşine bakmak zorunda.
Biz İspanya'ya gidersek köpekle kim ilgilenecek?
Yapmanız gereken tek şey kendinize bakmaktır.
Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti.
Tom, o çalışırken Mary'nin oğluna bakmak zorunda kaldı.
güvenlik vereceksin ... davranışlarınla, onları Kral Joseph'in hükümetine
Köpeğine bakmalısın.
Gelecek pazartesi akşamı bizim için çocuk bakabileceğini umuyordum.
Emekli olduktan sonra, Teresa kendini yetimlerin bakımı için adamış.
Tom hakkında endişelenme. O kendine bakabilir.
Yaşlı veya risk altındaki komşuların bakımına nasıl yaklaşmalıyız,
Çocuklara bakmak için yardım edebilir misin?
Babamız yatalak olduğu için ona sırayla baktık.
Tom, Mary ve benim kendimize bakamayacağımızı düşünüyor.