Translation of "Desaparecido" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Desaparecido" in a sentence and their turkish translations:

- Está considerado como desaparecido.
- Se considera desaparecido.

O, kayıp olarak kabul ediliyor.

Ha desaparecido una chica.

Eksik bir kız var.

La nieve ha desaparecido.

Kar kayboldu.

Tom parece haber desaparecido.

Tom kaybolmuş görünüyor.

Mis zapatos han desaparecido.

Benim ayakkabılar gitti.

Esa vieja tradición ha desaparecido.

O eski gelenek kayboldu.

Parece que Tom ha desaparecido.

Tom ortadan kaybolmuş görünüyor.

Su hermano llevaba un tiempo desaparecido.

Erkek kardeşi bir süredir kayıptı.

Su hermano lleva un tiempo desaparecido.

Erkek kardeşi bir süredir kayıp.

La policía buscó al niño desaparecido.

Polis kayıp çocuğu aradı.

Su hermano lleva desaparecido bastante tiempo.

Onun erkek kardeşi şimdi bir süredir kayıp.

Cuando volví, mi auto había desaparecido.

Geri döndüğümde kayıp arabamı buldum.

Cuando desperté, mi maletín había desaparecido.

Bavulumun kayıp olduğunu bulmak için uyandım.

Los cantos de la biodiversidad han desaparecido.

Biyo-çeşitliliğin melodisinden yoksun.

Al fin encontró a su hermano desaparecido.

Sonunda kaybolan erkek kardeşini buldu.

Todavía no se ha encontrado al gato desaparecido.

Kayıp kedi henüz bulunmadı.

El niño desaparecido fue identificado por su vestimenta.

Kayıp çocuk giysilerinden tespit edildi.

Ha desaparecido. Busquemos al otro lado de la montaña.

Şu anda tamamen yok olmuş. Aramaya dağın diğer tarafında devam edelim.

Sin oxígeno, todos los animales habrían desaparecido hace mucho tiempo.

Oksijen olmasaydı bütün hayvanlar uzun zaman önce ortadan kalkmış olurdu.

- El dolor desapareció.
- El dolor se ha ido.
- Ha desaparecido el dolor.

Ağrı gitti.

Cuando ella regresó a su habitación, el anillo de diamantes había desaparecido.

O, odasına döndüğünde elmas yüzük gitmişti.

El barco pesquero que había desaparecido regresó sin ningún percance a su puerto.

Kayıp olan balıkçı teknesi güvenli bir şekilde limana döndü.

Pero antes de eso, el misterioso visitante ya había desaparecido sin llamar la atención.

Öncesinde gizemli misafirler dikkat çekmeden kayboldu.

Cuando llegué a casa me di cuenta de que una de mis maletas había desaparecido.

Eve geldiğimde, benim bavullardan birinin kaybolduğunu fark ettim.

La esposa de un hombre desaparecido, ha emitido un conmovedor llamamiento al público para obtener información sobre su paradero.

Kayıp bir adamın karısı onun nerede olduğu hakkında bilgi almak için halka bir duyuru vermiştir.