Translation of "Despedir" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Despedir" in a sentence and their turkish translations:

Me quiero despedir.

Veda etmek istiyorum.

- ¿Podemos despedir a Tom?
- ¿No podemos despedir a Tom?

Tom'u işten kovamaz mıyız?

¿Corresponde despedir a esta persona?

Bu adamın kovulması doğru mu?

Si me quiere despedir, despídame.

Beni kovmak istiyorsanız, kovun.

Mi jefe me acaba de despedir.

Patronum beni kovdu.

Puede que tenga que despedir a Tom.

Tom'u kovmam gerekebilir.

Fui al aeropuerto a despedir a un amigo.

Arkadaşımı uğurlamak için havaalanına gittim.

- Lo voy a echar.
- Lo voy a despedir.

Onları kovacağım.

Tuvieron que despedir a 300 hombres de la fábrica.

Fabrikada 300 adamı kovmak zorunda kaldılar.

No puedo despedir a Ken. Es un buen trabajador.

Ken'i kovamıyorum. O iyi bir işçi.

Ha salido al aeropuerto a despedir a un amigo.

Arkadaşını uğurlamak için yurt dışına gitti.

- Me acaban de despedir.
- Acabo de perder mi empleo.

- İşimi yeni kaybettim.
- Yalnızca işimi kaybettim.

El jefe está pensando en despedir a un empleado.

Patron bir çalışanını kovmayı düşünüyor.

Fui a la estación para despedir a un amigo.

Arkadaşımı uğurlamak için istasyona gittim.

¿De quién fue la idea de despedir a Tom?

Tom'u kovmak kimin fikriydi.

Tom quería despedir a Mary, pero John se lo impidió.

Tom Mary'ye ateş etmek istedi fakat John onu durdurdu.

Nada me gustaría más que despedir a Tom, pero no puedo.

Tom'u kovmaktan daha iyi bir şey istemiyorum ama bunu yapamıyorum.

- "¿Dónde has ido?" "He ido a la estación a despedir a un amigo."
- "¿A dónde has ido?" "He ido a la estación a despedir a un amigo."

- "Neredeydin?" "Bir arkadaşı yolcu etmek için istasyondaydım."
- "Nerelerdeydin?" "Bir arkadaşı uğurlamak için istasyondaydım."
- "Nerelerdeydin?" "Bir arkadaşı uğurlamak için gardaydım."

El jefe consideró la posibilidad de despedir a Tom, pero decidió no hacerlo.

Patron Tom'u işten kovmayı düşündü fakat bunun aleyhinde karar verdi.

Acabo de estar en el aeropuerto para despedir a un amigo que se iba a Europa.

Avrupa'ya giden bir arkadaşı yolcu etmek için havaalanına gittim.

- Fui a la estación para despedir a un amigo.
- Fui a la estación a despedirme de mi amigo.

Arkadaşımı uğurlamak için istasyona gittim.