Translation of "Impacto" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Impacto" in a sentence and their turkish translations:

- Adopten la posición de impacto.
- Prepararos para el impacto.
- Preparaos para el impacto.

Darbe için kendinizi güçlendirin.

Prepárate para el impacto.

Etkisi için destekle.

La inclusión trata del impacto.

Kapsayıcılık ise bir etkiyle ilgili.

Y tener un mayor impacto social.

kendi büyük sosyal etkilerini yaratmalarına yardım ediyor.

Y eso tiene un impacto real

Bu durumun ciddi bir etkisi var,

Ver el impacto del trabajo arduo

o yıl yaptığımız bu meşakkatli işin

Un cambio e impacto real requieren recursos.

gerçek değişim ve etki kaynaklara gereksinim duymuştur.

Tiene un gran impacto en los pulmones.

Ciğerlere öyle bir etki yapıyor ki

El sobrevivió al impacto de un rayo.

O, yıldırım çarpması sonucu kurtuldu.

Causar un impacto en la pobreza extrema.

yoksullukla mücadele etmek.

No tienen ningún impacto sobre el ambiente.

Onların çevre üzerinde herhangi bir etkisi yok.

Tienen un profundo impacto en nuestro bienestar emocional.

duygusal sağlığımız üzerinde çok büyük bir etki yapar.

Entonces, intentamos rescatar la teoría del gran impacto.

Bu yüzden, dev çarpışma teorisini kurtarmaya çalışıyorduk.

Necesita un cambio real, un impacto real y recursos

bunu sahiden yerine getirmeleri için gerçek bir etki, değişim

La teoría del gran impacto aún no era satisfactoria,

Dev çarpışma teorisinin başı hala dertteydi

Para entender por qué tenía un impacto tan profundo.

hatta üç kere bakmak zorunda kaldım.

Puede tener un gran impacto en el suministro alimentario.

gıda teminimizde çok büyük etkiye sahip olabilir.

De reducir el impacto negativo de los estereotipos raciales.

azalttığımızdan emin olmalıyız.

Porque allí es donde lograremos causar el mayor impacto.

çünkü bu etkinizin en büyük olacağı yer.

Impulsando el impacto económico y social en todo el mundo.

sermaye ve gayretle takip etmek için çaba göstermeliyiz.

Su muerte le causó un gran impacto a su mujer.

Ölümü karısı için büyük şoktu.

Que las advertencias tienen un impacto muy limitado en el comportamiento.

çok makul bir varsayım gibi görünüyor.

Para darles una idea del impacto que estamos teniendo hasta ahora.

en başarılı iki projemizi sizlerle paylaşacağım:

Pero el impacto en la calidad del aire está ya aquí.

ama hava kalitesi üzerindeki etkileri ortada.

Porque tienen un impacto en todo el planeta de alguna forma.

Çünkü tüm gezegeni etkiliyorlar.

El estrés puede tener un gran impacto negativo en tu salud.

Stresin sağlığınız üzerinde çok büyük olumsuz etkisi olabilir.

La soledad y el aislamiento tienen un profundo impacto en la salud.

Yalnızlık ve tecritin içe işleyen sağlık etkileri var.

Había científicos que querían rechazar de plano la idea del gran impacto.

dev çarpışma fikrini tamamen reddetmek isteyen bilim insanları vardı.

Desde el impacto de la migración urbana en una aldea de Zambia,

ilgili hikâyeler vardı; kente göçlerin Zambiya'daki köylere etkilerinden tutun,

Las ostras gigantes tienen un enorme impacto en los arrecifes de coral.

Görünüşe göre dev midyelerin mercan resifleri üstünde büyük etkisi var.

Al recolectarlos después de liberar sus huevos, hay poco impacto en su población.

Yumurtalarını bıraktıktan sonra onları yakalayarak... ...çoğalmalarına pek engel olmazlar.

Además, ha estado expuesto a múltiples áreas gravitacionales y de impacto en órbita.

Yörüngede birden çok yer çekimi ve etki alanına maruz kalmıştır üstelik

- La victoria de los normandos sobre Inglaterra tuvo un gran impacto sobre la lengua inglesa.
- La conquista normanda por sobre Inglaterra tuvo un gran impacto sobre el idioma inglés.

İngiltere üzerindeki Norman zaferinin İngilizce dili üzerinde büyük bir etkisi vardı.

La falta de sueño tiene un enorme impacto negativo en las notas de los estudiantes.

Uyku eksikliğinin öğrencinin notlarının üzerinde çok büyük olumsuz etkisi olabilir.

impacto en la vida humana que el efecto del derretimiento de la nieve antártica. Sin embargo

, insan yaşamı üzerinde Antarktika'daki karların erimesinden daha az

- El auto explotó pocos instantes después del impacto.
- El coche explotó unos momentos después de la colisión.

Araba çarpışmadan birkaç dakika sonra patladı.

- El impacto de la ciencia en la sociedad es grande.
- La influencia de la ciencia en la sociedad es grande.

Toplum üzerinde bilimin etkisi büyüktür.

La represa Belo Monte en Brasil, es un proyecto controvertido, debido al impacto sobre el medio ambiente y la población nativa.

Brezilya'daki Belo Monte barajı çevre ve yerli halk üzerindeki etkisinden dolayı tartışmalı bir projedir.

- Va a recibir un choque al ver los resultados.
- Cuando vea los resultados le va a impactar.
- Cuando vea los resultados le va a asustar.
- Tendrá un impacto cuando vea los resultados.

O, sonucu öğrenirse şok olacak.