Translation of "Lápiz" in Turkish

0.024 sec.

Examples of using "Lápiz" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Tiene un lápiz?
- ¿Tienes un lápiz?

Bir kurşun kalemin var mı?

- ¿Me prestás un lápiz?
- ¿Me prestas un lápiz?

Bir kurşun kalem ödünç alabilir miyim?

- Dame un lápiz rojo.
- Deme un lápiz rojo.

Bana kırmızı bir kalem verin.

Perdí mi lápiz.

Kurşun kalemimi kaybettim.

No tengo lápiz.

Bir kurşun kalemim yok.

Afila tu lápiz.

Kurşun kalemini aç.

¿Tienes un lápiz?

Bir kurşun kalemin var mı?

Escríbelo a lápiz.

Onu kurşun kalemle yazın.

Necesito un lápiz.

Bir kaleme ihtiyacım var.

Hacer el lápiz hexagonal,

olduğunda karar kıldılar

¿Puedo usar tu lápiz?

- Ben senin kurşun kalemini kullanabilir miyim?
- Ben kalemini kullanabilir miyim?

Ése es mi lápiz.

O benim kurşun kalemim.

¿Tenés un lápiz rojo?

Kırmızı bir kalemin var mı?

No tengo ningún lápiz.

Hiç kurşun kalemim yok.

Mi lápiz es rojo.

Kalemim kırmızı.

Este lápiz es blanco.

Bu kalem beyazdır.

Este es mi lápiz.

Bu benim kurşun kalemim.

¿Me prestarías tu lápiz?

Lütfen dolma kalemini ödünç alabilir miyim?

Tom no tenía lápiz.

Tom'un kurşun kalemi yoktu.

¿Puedo usar este lápiz?

Bu kalemi kullanabilir miyim?

Le compraré un lápiz.

Ona bir kalem alacağım.

¿Todos tienen un lápiz?

Herkesin bir kalemi var mı?

Este lápiz es mío.

Bu kurşun kalem bana ait.

¿Dónde está mi lápiz?

Kalemim nerede?

El lápiz es negro.

Kalem siyah.

¿Tienes un lápiz rojo?

Kırmızı bir kalemin var mı?

¿Alguien tiene un lápiz?

Herkesin bir kalemi var mı?

Me dio un lápiz.

O bana bir kalem verdi.

Esto es un lápiz.

- Bu bir kurşun kalemdir.
- Bu bir kurşun kalem.

¿Cuánto mide este lápiz?

Bu kalem ne kadar uzundur?

¿Es tuyo este lápiz?

Bu kalem senin mi?

Eso es un lápiz.

O bir kurşun kalem.

¿Podría usar tu lápiz?

Kurşun kalemini kullanabilir miyim?

¿Eso es un lápiz?

Bu bir kurşunkalem mi?

- Se te ha caído el lápiz.
- Se te cayó el lápiz.

Kalemini düşürdün.

Recoge el lápiz del suelo.

Kalemi yerden al.

Este es mi lápiz rojo.

Bu benim kırmızı kalemim.

Escribe tu nombre con lápiz.

Adınızı kurşun kalemle yazın.

¿Puede usted conseguirme otro lápiz?

Bana başka bir kurşunkalem alabilir misin?

Este es un lápiz largo.

Bu uzun bir kalem.

¿De quién es este lápiz?

Bu kimin kalemi?

¿Me podrías prestar tu lápiz?

Bana kalemini ödünç verir misin?

¿Me puedes prestar un lápiz?

Bana bir kurşun kalem ödünç verir misin?

No puedes firmar con lápiz.

Kurşun kalemle imzalayamazsınız.

- Está escrito con lápiz, así que se puede borrar.
- Está escrito con lápiz, así que puede borrarse.
- Está escrito a lápiz, así que se puede borrar.
- Está escrito a lápiz, así que puede borrarse.
- Está escrito a lápiz, así que puedes borrarlo.
- Está escrito a lápiz, así que podéis borrarlo.
- Está escrito a lápiz, así que puede borrarlo.
- Está escrito a lápiz, así que pueden borrarlo.
- Está escrito a lápiz, así que lo puedes borrar.
- Está escrito a lápiz, así que lo podéis borrar.
- Está escrito a lápiz, así que lo puede borrar.
- Está escrito a lápiz, así que lo pueden borrar.

Kurşun kalemle yazılmış, bu yüzden onu silebilirsin.

- Tengo un amigo cuyo apodo es "Lápiz".
- Tengo un amigo cuyo sobrenombre es "lápiz".

İsmi "kalem" olan bir arkadaşım var.

Hay un lápiz para cada persona,

Herkes için bir kalem var,

Y cada lápiz tiene una historia.

her kalemin de bir hikâyesi.

- Baja tu lápiz.
- Bajen sus lápices.

- Kaleminizi aşağı koyun.
- Kaleminizi bırakın.
- Kaleminizi yere bırakın.

Escribe con pluma, no con lápiz.

Bir dolma kalemle yaz, bir kurşun kalemle değil.

¿Tienes un boli o un lápiz?

Bir dolma kalemin mi yoksa bir kurşun kalemin mi var.

¿Tienes un bolígrafo o un lápiz?

Bir dolma kalemin veya kurşun kalemin var mı?

Su lápiz tiene la punta aguda.

Onun kalemi keskin bir uca sahiptir.

¿De qué color es tu lápiz?

- Kalemin ne renk?
- Kurşun kalemin ne renk?

Le afané el lápiz a Tom.

Tom'un kurşun kalemini arakladım.

Este lápiz es mejor que aquel.

Bu kalem şundan daha iyi.

Puedes usar mi lápiz, si quieres.

İstersen kalemimi kullanabilirsin.

Escribe tu nombre con lápiz, por favor.

Lütfen adınızı bir kurşun kalemle yazın.

Si quieres un lápiz, te prestaré uno.

Bir kurşun kalem istiyorsan, sana bir tane ödünç veririm.

Él usa un lápiz de punta fina.

O güzel uçlu bir kurşun kalem kullanır.

Tom le sacó punta a un lápiz.

Tom kurşun kalemi açtı.

Tiene la costumbre de chupar el lápiz.

Onun kalem emme alışkanlığı var.

Escriba su nombre con lápiz, por favor.

Lütfen adını yazmak için bir kurşun kalem kullan.

Le dio un lápiz a cada quien.

O, onların her birine bir kurşun kalem verdi.

Quiero un navaja para afilar mi lápiz.

Kurşun kalemimi keskinleştirmek için bir bıçak istiyorum.

¿Dónde están el libro y el lápiz?

Kitap ve kurşunkalem nerede?

¿Esto es un bolígrafo o un lápiz?

- Bu bir dolma kalem mi yoksa bir kurşun kalem mi?
- Bu dolmakalem mi yoksa kurşunkalem mi?

El lápiz está romo. Necesita un afilado.

Kalem körelmiş. Keskinleştirmeye ihtiyacı var.

Agarró el lápiz y empezó a escribir.

Kalemini aldı ve yazmaya başladı.

Otra prueba conocida era la "prueba del lápiz":

Yaygın bilinen başka bir test ise, kalem testiydi.

Él tomó su lápiz y comenzó a escribir

Kurşun kalemini aldı ve yazmaya başladı.

No deberías escribir una carta con un lápiz.

Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.

Él ha dibujado una línea con su lápiz.

O, kurşun kalemi ile düz bir çizgi çizdi.

Tiene el mal hábito de morder el lápiz.

Onun, kalemini çiğneme gibi kötü alışkanlığı vardır.

¿Cuál es tu marca favorita de lápiz labial?

Favori ruj markan hangisi?

¿Cuál es tu color de lápiz labial favorito?

Favori ruj rengin hangisi?

- Puedes usar este bolígrafo.
- Puedes usar este lápiz.

Bu kalemi kullanabilirsiniz.

Mi lápiz cayó del borde de mi mesa.

Kalemim masamın kenarından düştü.

Lo siento, no tengo un lápiz para escribir.

Üzgünüm, yazmaya kalemim yok.

Necesito un lápiz, ¿puedo usar uno de los tuyos?

Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?

Sé que no fue Tom quien tomó mi lápiz.

Kurşun kalemimi alanın Tom olmadığını biliyorum.

Quiero un lápiz azul, uno rojo y uno negro.

Ben bir mavi, bir kırmızı ve bir siyah kurşunkalem istiyorum.

Tom sacó un lápiz y se puso a escribir.

Tom bir kalem çıkardı ve yazmaya başladı.

Y el lápiz es algo en lo que, yo creo,

Ayrıca kurşun kalem sıradan bir kullanıcının

Al igual que cuando eramos niños y rompíamos el lápiz

Tıpkı çocukken kaleminizin kırılması

Este lápiz es suyo, el mío está en la mesa.

Bu kalem seninki. Benimki sırada.

Este es el mismo lápiz que perdí el otro día.

Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı.

Para editar una frase, haga clic en el icono de lápiz.

Cümle düzenlemek için kalem ikonuna tıklayın.

Ella dibujó un círculo con un lápiz en un trozo de papel.

O bir kurşun kalemle bir kağıt parçası üzerine bir daire çizdi.

Sí, deberías ponerte lápiz labial rojo para el día de San Valentín.

Evet, Sevgililer Günü'nde ruj sürmelisin.

Creo que es hora de que le saque punta a mi lápiz.

Sanırım kalemimi açmamın zamanıdır.