Examples of using "Miré" in a sentence and their turkish translations:
Baktım.
Tom'a baktım.
Kanepenin altına bakmadım.
- Ben pencereden dışarı baktım.
- Pencereden dışarı baktım.
Ben dolaba baktım.
Etrafıma baktım.
Aşağıya baktım.
Her yere baktım.
Ben adama baktım.
Ben denize baktım.
Baktım ama bir şey görmedim.
Onun gözlerine baktım.
İri ve parlak gözlerinin içine baktım
Etrafa baktım ama hiçbir şey bulamadım.
Duvardaki takvime baktım.
Ben Tom'un gözlerine baktım.
Oturdum ve ona baktım.
Kutuyu açtım ve içine baktım.
Onun yüzüne baktım.
Bulaşıkları yıkadıktan sonra televizyon izledim.
Etrafa bakındım fakat kimseyi görmedim.
Tom'un mağaraya gittiğini gördüm.
Hayvana baktım ve hayvan bana baktı.
Ben yemeğimi yedikten sonra televizyon izledim.
Odaya bakınca, ben orada hiç kimseyi bulmadım.
Yüzümü yana çevirdim.
Aynada kendime baktım ve gördüğüm şeyi sevmedim.
Doğruyu söyleyip söylemediğini anlamak için gözlerinin içine baktım.
O sırada dokuz yaşında olan Tucker'a baktım,
Garajın penceresinden baktım, gördüğüm beni şaşırttı.
Yüzüne bakınca benden bir şeyler gizlediğini anladım.
- Etrafıma bakındım.
- Etrafıma baktım.
Etrafıma baktım ve onun yolda tek araba olduğunu fark ettim.