Examples of using "Pedirle" in a sentence and their turkish translations:
Onun yardımını isteyebilirim.
Tom'a özür dilemelisin.
Ona özür dilemelisin.
Ben ona özür dilemeliyim.
Ondan tavsiye istemelisin.
Onun istifa etmesini istememize gerek yoktu.
Tavsiye için ona gittim.
Ondan yardım isteyebilirsin.
Ondan yardım istemenin faydası yok.
Mary'den özür dilemen gerekir.
Tom'un yardım etmesini isteyebilirim.
Sanırım ondan özür dilemelisin.
Tom'dan yardım isteyebilirsin.
Mary'ye çıkma teklif etmelisin.
Ondan yardım istemenin hiçbir faydası yok.
Tom'un Mary'den özür dilemesi gerekir.
Onun onu yapmasını isteyemezsin.
Hâlâ Tom'dan izin istemem gerekiyor.
Git ve Tom'dan özür dile.
Dr. Clark, sizden bir iyilik rica edebilir miyim?
Tom, Mary'ye fikir sormalıdır.
Tom Mary'nin yardımını istemeye karar verdi.
Ona beni aramasını rica eder misin?
Öğretmeninin iznini istemelisin.
Onu herhangi birinin tavsiyesini istemeden yaptım.
Öğretmeninden izin istemelisin.
Senden bir yardım isteyebilir miyim?
Tom'dan bir iyilik istemeye geldim.
Ondan özür dilemelisin, ve bunu derhal yapmalısın.
Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır.
Onun bir imzasını isteyeceğim. Yazmak için bir şeyin var mı?
Yarın Tom'la telefonda konuşmayı ve ondan yardım istemeyi planlıyorum.
Söylediğin için Tom'dan özür dilemelisin.
Tom'un Mary'den özür dilemeye niyeti yok.
Ondan biraz daha para istemek için sonunda cesaretini topladı.
Patrondan arabasını ödünç almayı istemeye cüret etmem.
Peter'dan yardım isteyeyim mi?
- Ben ondan özür dilemen gerektiğini düşünüyorum.
- Sanırım ondan özür dilemelisin.
Mary'den gerçekten hoşlanıyorsan, ona çıkma teklif etmelisin.
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
Tom'u bunu yapmasını isteyecek kadar iyi tanıyor musun?
Bir şey hakkında tavsiyeni sorabilir miyim?
Zamanında gelmediği için Tom Mary'ye özür dilemelidir.
Tom'un patronundan zam istemeye cesareti yoktu.
Tom'un Mary'nin ona yardım etmesini istemekten başka şansı yoktu.
Tom Mary'yi fırın satışında onun yardım etmesini rica etmek için aradı.
Kate kaba şekilde gitmesini isteyerek onun kalbini kırdı.
Çinli bir arkadaşım var ve bana Çince dersleri vermesini rica etmek istiyorum.
Patronumdan arabasını bana ödünç vermesini istemeye cesaretim yok.
Mary'nin seninle evlenmesini isteyeceğine inanamıyorum.
Akşam yemeği için zamanında eve gitmediğin için babandan özür dilemelisin.
Tom'un Mary'nin onunla evlenmesini planladığını sana ne düşündürüyor?
Tom'un Mary'den video kamerasını ona ödünç vermesi için isteme cesareti yok.
Tom, Mary'nin yapacağını söylediğini yapmadığı için John'a özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.