Translation of "Prestarle" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Prestarle" in a sentence and their turkish translations:

Tienes que prestarle atención.

Ona dikkat etmelisin.

Le ofrecí prestarle dinero.

Ona ödünç para vermeyi önerdim.

No puedo prestarle este libro.

Sana bu kitabı ödünç veremem.

No deberías prestarle atención a sus excentricidades.

- Onun eksanterik hareketlerine önem vermemelisiniz.
- Onun eksanterik hareketlerine hiç önem vermemelisin.

Ella fue la primera en prestarle atención.

Ona dikkat edecek ilk kişiydi.

Prestarle dinero es una estupidez de tu parte.

Ona borç para vermek senin aptallığın.

Estás loco como para prestarle dinero a él.

Onu ödünç para verecek kadar delisin.

- Debes poner atención al profesor.
- Tienes que prestarle atención al profesor.

Öğretmene dikkat etmeniz gerekir.

Tom no cree que Mary esté dispuesta a prestarle su guitarra.

Tom Mary'nin ona gitarını vermek için gönüllü olacağını düşünmüyor.

Tom piensa que es mejor no prestarle nada de dinero a Mary.

Tom Mary'ye borç para vermemenin daha iyi olduğunu düşünüyor.