Examples of using "Resplandor" in a sentence and their turkish translations:
Güneş bugün güçlü parlıyor.
Güneşin ışıltısı gözlerimi acıtıyor.
Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.
Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu
Fakat bu soluk ışık yerde yemek arayan hayvanlara pek fayda etmez.