Translation of "Tipos" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Tipos" in a sentence and their turkish translations:

¿Cuántos tipos hay?

Kaç çeşit var?

Éramos tipos duros.

Biz sert erkeklerdik.

¿Cuántos tipos de nacionalismo son?

Milliyetçilik kaç çeşittir?

Tenemos cinco tipos de kebab.

Bizim beş çeşit kebabımız var.

Hay varios tipos de café.

Çeşitli türlerde kahve vardır.

Y 6 tipos de terapias verbales,

ve altı çeşit psikoterapi tedavisi denediler.

Hay dos tipos principales de apoplejía:

İki türü var:

Entonces podemos dividirlo en dos tipos

yani aslında iki türe ayırabiliriz

Ella cultiva muchos tipos de flores.

O birçok türde çiçek yetiştirir.

Podemos curar algunos tipos de cáncer.

Bazı kanser türlerini tedavi edebiliriz.

He leído muchos tipos de libro.

Birçok tür kitap okudum.

- No me gustan otros tipos de bebidas.
- No me gustan los demás tipos de bebidas.

Diğer içecek çeşitlerinden hoşlanmıyorum.

Me pregunto qué están haciendo estos tipos

Ya acaba bu adamlar neyi savunuyor

Con dos tipos distintos de materia oscura.

iki temsili evren örneğini görüyorsunuz.

Nos enfrentamos a nuevos tipos de enfermedades.

Biz yeni tür hastalıklarla karşı karşıyayız.

No te veas involucrado con malos tipos.

Kötü adamlarla uğraşma.

¿Qué tipos de platos de carne sirven?

Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?

Me gusta comer diferentes tipos de comida.

Farklı yiyecek türlerini yemekten hoşlanırım.

¿Sabes cuál de esos tipos es Tom?

Bu adamlardan hangisinin Tom olduğunu biliyor musun?

Él observó muchos tipos de criaturas allí.

Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.

Pero también afectan a otros tipos de refugiados.

ama bu diğer mültecileri de etkiliyor.

Eventual extinción de muchos tipos de peces del

, dünyadaki birçok balığın neslinin tükenmesine yol açacaktır

Hay más de 15 tipos diferentes de pasteles.

15 çeşitten fazla turta var.

En Grecia se originaron diversos tipos de filosofía.

Felsefenin çeşitli türleri Yunanistan'da oluşmuştur.

¿Qué tipos de herramientas requieres para la tarea?

İş için ne tür aletlere ihtiyacın olur?

En este jardín hay distintos tipos de planta.

Bu bahçede farklı türlerde bitkiler var.

Hay muchos tipos de animales en este recinto.

Bu bölgede birçok hayvan türü var.

Estos tipos de libros casi no tienen valor.

Bu çeşit kitapların neredeyse hiçbir değeri yok.

¿Cuántos tipos de verduras cultivas en tu jardín?

Bahçende kaç çeşit sebze yetiştirirsin?

Hay varios tipos de dulces en ese cuenco.

O kasede değişik türde şekerleme var.

- Muchos tipos de flores salen en la mitad de Abril.
- Salen muchos tipos de flores a mediados de abril.

- Birçok çiçek türü nisanın ortasında çıkar.
- Nisan ayı ortasında pek çok çeşit çiçek görünür.
- Nisan ortasında türlü türlü çiçek açar.

Aunque se usan muchos tipos diferentes de lámparas LED,

Ve birçok farklı LED türü bulunmakta.

¿Cuántos tipos diferentes de pizza hay en el menú?

Menüde kaç tane farklı pizza çeşidi var?

Tipos como tú son los que más me fastidian.

Beni en çok senin gibi insanlar sinirlendiriyor.

Tom no quería que Mary saliera con otros tipos.

Tom Mary'nin diğer çocuklar ile dışarı çıkmasını istemiyordu.

Y tienen algunos tipos diferentes y algunos son de plástico,

birkaç değişik çeşit var ve bazılar plastik.

Tom es uno de los tipos más altos que conozco.

Tom tanıdığım en uzun arkadaşlardan biri.

Mary está saliendo con dos tipos diferentes al mismo tiempo.

Mary aynı anda iki farklı adamla çıkıyor.

En general, los pacientes del estudio describieron tres tipos de experiencias.

Araştırmamızdaki hastalar genel olarak üç çeşit deneyim yaşadıklarını anlattılar.

Pero luego, con el tiempo, noté los diferentes tipos de bosque.

Ama bir süre sonra, farklı orman türleri görüyorsunuz.

De esta manera, podemos encontrar muchos tipos de frutas en los bosques.

bu sayede ormanlarda bir sürü çeşit meyve ile karşılaşabiliriz

- He leído muchos tipos de libro.
- He leído muchas clases de libros.

Birçok tür kitap okudum.

- Conocía a cada uno de estos tipos.
- Conocí a todos aquellos muchachos.

O adamlardan her birini tanıyordum.

Hay tres tipos de mentiras: las mentiras, las malditas mentiras y las estadísticas.

Üç çeşit yalan vardır: yalanlar, lanetli yalanlar ve istatistikler.

Y estos tipos no pueden jugar al billar porque los robots no tienen brazos,

Bu adamlar bilardo oynayamaz çünkü robotların kolu yok

tipos más grandes de ellos no sobrevivirán en el año 2000 como resultado de

büyük türleri ormanları etkileyecek iklim

- Hay muchos tipos de café.
- Hay muchas clases de café.
- Hay muchas variedades de café.

- Birçok çeşit kahve vardır.
- Birçok tür kahve vardır.

Existen dos tipos de mujeres: las que me aman y las que no me conocen.

İki tip kadın vardır: Beni sevenler ve beni tanımayanlar.

Después de que el matrimonio de hecho, el matrimonio temporal y otros tipos de matrimonio se

Resmi nikâhın ardından, geçici evlilik ve diğer evlilik türleri

Hay 10 tipos de personas en el mundo: las que entienden binario y las que no.

Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.

Y esto muestra el viaje de las partículas aéreas cuando se tose usando dos tipos de máscaras:

Ve bu da iki tip maske kullanılarak öksürüldüğünde hava partiküllerinin hareketini gösteriyor:

Hay tres tipos de personas diferentes en el mundo: aquellos que saben contar y aquellos que no saben.

Dünyada üç farklı tipte insan vardır: sayı sayabilenler ve sayamayanlar.

Significa que estos tipos han hecho algo mal. Echemos un vistazo a los países que lo hacen bien. A China, a Corea del Sur ...

Ya demek ki bu adamlar bir şeyi yanlış yapmış. Doğru yapan ülkelere bir bakalım. Çin'e Güney Kore'ye...