1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-Arabic
  4. önüne

Translation of "önüne" in Arabic

0.021 sec.

Examples of using "önüne" in a sentence and their arabic translations:

Ve yeniliğin önüne geçiyoruz.

فلا ابتكرنا،

Balıkçılığın etkilerinin önüne geçip

علينا أن نرى أبعد من تداعيات الصيد

önüne gelen her şeyi yutuyor

يبتلع كل ما يأتي أمامك

Gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

‫يضع الليل للحيوانات تحديات هائلة...‬

...gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

‫يقدّم الليل للحيوانات أعجب التحديات‬

Veya binalarınızdaki enerji israfının önüne geçtiniz.

أو قللنا الطاقة المفقودة في بناياتنا.

Şimdi yeni kral Hjorvard'ın önüne çıkarıldı….

الآن تم نقله أمام الملك الجديد ، هجورفارد.

. Amerikan Enstitüsü'nün beklentileri göz önüne alındığında

مثل الاسكندرية وجدة ودبي. وبالنظر الى توقعات معهد

Bir bilgi, sosyal medyada gözümüzün önüne düştüğünde

عندما تكون المعلومات أمام أعيننا مباشرة في وسائل التواصل الاجتماعي،

1462 başlarında, Eflak ordusu, donmuş Tuna önüne

وفي أوائل عام 1462 ، بينما كان في طريقه لعبور نهر الدانوب المتجمد توقفت فرسان والاشيا

önüne gelen her şeyi yok ederek ilerliyor

يتقدم من خلال تدمير كل ما يأتي أمامك

Bu sorunu bir bütün olarak göz önüne almalısınız.

يجب عليك أن تنظر في هذه المشكلة بشكلٍ كلي.

Keşke Tom arabasını evimin önüne park etmeyi bıraksa.

آمل أن يتوقف توم عن ركن سيارته أمام منزلي.

çabalar ve onların önüne berrak bir ayna koyuyor olmak.

نحن نحاول أن نضع مرآة واضحة أمامهم

Ama ben onu hiçbir zaman insanların önüne çıkarmak istememiştim.

لكنني لم أرد أن أحضره أمام الناس.

Işte rezidans deyince gözünüzün önüne rezidans geldi gerçekten ama

هنا هو السكن عندما تفكر في الإقامة ، ولكن في الحقيقة ،

İnsan beyninin karmaşıklığı göz önüne alındığında bu hiç şaşırtıcı değil.

وهذا ليس مفاجئ ,نظرا لمدى تعقيد الدماغ البشري.

- Biz onun gençliğini hesaba katmalıyız.
- Biz onun gençliğini göz önüne almalıyız.

علينا أن نأخذ شبابه بعين الاعتبار.

Termal görüntüleme, şahane bir stratejiyi gözler önüne seriyor. Dişi aslan, intizamsız sürüden ayrılıyor.

‫يكشف التصوير الحراري خطة مميزة.‬ ‫تفصل اللبؤة نفسها عن الجماعة غير المنظمة.‬

Bu savunma ancak karanlık çökünce belli olur. Resife mavi ışık vurunca neler olduğu gözler önüne serilir.

‫لا يظهر إلا في الظلام.‬ ‫إضاءة الشعاب بالضوء الأزرق تكشف ما يجري.‬