Translation of "şeylere" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "şeylere" in a sentence and their arabic translations:

Sıkça yanlış şeylere takılır.

غالبًا ما يعلق بالأشياء الخطأ.

Yani farazi şeylere takılmıyorsunuz

حتى لا تنغمس في أشياء افتراضية

Hepimizin bir şeylere merakı var.

ينتابنا جميعنا الفضول.

İstediğin şeylere göre motive olursan

عندما تكون متحفزا بما تريد ،

Kendi tutunacağın şeylere öncelik vermedin."

فوق احتياجاتكم الشخصية."

Bizim dünyamızda hiçbir anlamı olmayan şeylere

نحن لا نميل لاستشعار مشاعر قوية

En küçük şeylere bile her gün ağlıyordum

كنت أبكي تقريبًا كل يوم ، من أبسط الأشياء

Bu nedenle yaydığımız şeylere çok dikkat etmeliyiz.

لذا كن حذراً جداً حول ما تنشر.

Bir çok filminden bahsettik eleştirdiği şeylere baktık

تحدثنا عن أفلامه العديدة ونظرنا إلى الأشياء التي انتقدها.

Ve muhtemelen tamamen farklı şeylere ilgi duyuyordunuz.

وكنت مهتماً بأشياء مختلفة تماماً.

Yine tamamen farklı şeylere ilgi duyuyor olacaksınız.

ستكون مهتماً بأشياء مخنلفة تماماً مرةً أخرى.

Özellikle de ters gidebilecek şeylere karşı ilgim var:

في الأخص، أنا مهتم بكل ما يمكن أن يكون خاطئًا:

Köklendirilmemiş insan hatırlanmaz çünkü kendini bir şeylere adamamış.

الرجل بلا جذور هو رجل منسي، لعدم ارتباطه بالأشياء.

Hadi canım sende. Sen kafanı böyle şeylere yorma

هيا. لا تتعب رأسك على أشياء مثل هذه

Bunun nedeni ters gidebilecek bütün o şeylere odaklanmış olmandır

ذلك لأنك تركزعلى كل الأشياء التي يمكن ان تذهب في الاتجاه الخاطئ ،

Tamam, aşağı inip şu şeylere... Şu ilaçlara bir bakalım.

‫حسناً، لنهبط ونذهب للاطمئنان على هذه...‬ ‫على هذه الأدوية.‬

Ama insan acılardan ve zorluklardan, zaferlere ve kolay şeylere kıyasla

لكنّ الإنسان يتعلّم من الألم والمعاناة

Çöldeki en önemli şeylerden biri, su bulabileceğiniz şeylere karşı gözünüzü açık tutmaktır.

‫من أهم الأشياء في الصحراء‬ ‫أن تكون متيقظاً لوجود أي شيء ‬ ‫يمكنه مساعدتك على الحفاظ على ترطيبك.‬

Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.

‫لذا أظن أنه يلاحظ تلك الأصوات الخافتة،‬ ‫ويرى الأنوار‬ ‫والتلفاز عبر النافذة،‬ ‫يولي اهتماماً لتلك الأشياء.‬