Translation of "Gergedan" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Gergedan" in a sentence and their arabic translations:

Fakat gergedan ne yapacağını anlıyor, dönüp saldırıyor.

‫لكن وحيد القرن‬ ‫قرأ تحركاته وانعطافاته وهجوماته.‬

Dünyada her yıl 1.000'i aşkın gergedan katlediliyor.

‫في جميع أنحاء العالم،‬ ‫أكثر من ألف وحيد قرن يُذبح في كل عام.‬

Bugün, gergedan boynuzu zenginlerin statü sembolü olarak görülüyor.

‫تعتبر قرون وحيد القرن اليوم‬ ‫علامة مميزة على الثراء.‬

Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.

‫حشدًا لا يحب الإزعاج.‬ ‫تزداد أعداد وحيد القرن الأسود ببطء.‬

Çevreci ve gergedan savunucusu olan Clare Campbell böyle durumlarda

‫تقول "كلير كامبل"، إحدى مناصري حماية‬ ‫البيئة والمحامية المدافعة عن وحيد القرن،‬

Eski kabileler gergedan boynuzu takmanın düşmanları uzak tuttuğuna inanırdı.

‫اعتقدت القبائل القديمة أن ارتداء‬ ‫قرن وحيد القرن من شأنه صد الأعداء.‬

Bu karşılaşmada, saldıran gergedan pirinç tarlasından geçen Hintli bir köylüyü hedef alıyor.

‫في هذه المواجهة،‬ ‫وحيد قرن يستهدف قروياً هندياً‬ ‫يسير عبر حقل أرز.‬

Karaborsadaki finansal değeri altının yaklaşık iki misli olan gergedan boynuzu cezbedici olabiliyor.

‫حيث يحقق ربحاً يقارب ضعفيّ قيمة الذهب،‬ ‫قد يكون العائد المالي من بيع قرنه‬ ‫في السوق السوداء مغرياً جداً.‬

Kaplan, gergedan ve karıncayiyen gibi nesli tükenmekte olan hayvanlar Çin'e kaçak yollardan sokuldu.

حيث تم تهريب الحيوانات المهددة بالإنقراض مثل النمور ووحيد القرن وآكل النمل الحرشفي إلى الصين.

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.

‫بحسب عالم الأحياء المختص بالحياة البرية‬ ‫الدكتور "وونغ سيو تي"،‬ ‫فإن أخطر وحيد قرن‬ ‫هو ذلك الذي يشعر بأنه مهدد.‬