Translation of "Hava" in Arabic

0.019 sec.

Examples of using "Hava" in a sentence and their arabic translations:

- Hava nasıl?
- Hava durumu nasıl?

كيف حال الطقس؟

Hava kararıyor.

‫بدأ الظلام يحل.‬

Hava güneşli.

الطقس مشمس.

Hava nasıl?

كيف حال الطقس؟

Hava soğuk.

الجو بارد.

Hava sıcak.

الجو حار

- Hava bugün sıcak.
- Bugün hava sıcak.

- الجو حار اليوم.
- اليوم حار

Hava gittikçe kararıyor.

‫بدأ الظلام يحل.‬

Hava hızla kararıyor!

‫الظلام يحل بسرعة!‬

Hava hızla kararıyor.

‫الظلام يحل بسرعة!‬

Fakat hava soğumaktadır.

‫لكن درجة الحرارة تنخفض.‬

Hava nehirleri doldurur,

الهواء يملأ الأنهار

Bugün hava soğuk.

إنه يوم بارد

Dün hava soğuktu.

كان الجو بارداً البارحة.

Bugün hava güzel.

طقس اليوم جميل.

Hava gittikçe ısınıyor.

حرارة الطقس تتزايد.

Hava yağışlı mı?

هل الجو ممطر؟

Hava rüzgarlı mı?

هل الجو عاصف؟

Hava çok soğuk.

- إن الجو قارس.
- الجو بارد جداً.

Bugün hava güneşli.

الجو مشمس اليوم.

Belki hava güzeldir.

لعلّ الجوّ جميل.

Hava bugün yağmurlu.

الجو ممطر اليوم.

- Bu odada hava yok.
- Bu odada hiç hava yok.

ليس ثمّة هواء في هذه الغرفة.

Eşitsizlik, hava kirliliği, diktatörlük,

عدم المساواة والتلوث والدكتاتورية

Hava ısındıkça güçsüzleştiğimi hissediyorum.

‫أكاد اشعر بأنه كلما تزايدت الحرارة‬ ‫ازددت ضعفاً.‬

Bu hava dünyanın cildidir.

هذا الهواء انه جلد أرضنا.

Henüz içinize çektiğiniz hava

النفس الذي نأخذه للتو

Ne muhteşem bir hava.

يا لروعة الجوّ!

Hava günden güne değişir.

يتغيّر الجوّ من يوم إلى آخر.

- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.

إنها تمطر.

Bugün hava çok sıcak.

الطقس اليوم شديد الحرارة.

İstanbul'da hava çok soğuk.

الجو بارد جدا فى استانبول.

Hava harika, değil mi?

إنه جو رائع ، أليس كذلك؟

Günaydın. Bugün hava güzel.

صباح الخير, اليوم لدينا طقسُ جميل.

Hava açacak gibi görünüyor.

يظهر أن الجو سيصير صحوًا.

Hava bugün oldukça sıcak.

الجو دافئ بعض الشيء اليوم.

Hava burada çok sıcak.

الحرارة مرتفعة جدا هنا

Hava günden güne ılıyor.

يصبح الجو أدفأ يوماً بعد يوم.

Bu konteynerler hava geçirmezler.

هذه الحاوياتُ محكمة الإغلاقِ.

- Hava soğuk.
- O, soğuktur.

الجو بارد.

Hava bugüne kadar iyiydi.

كان الطقس جيدا حتى اليوم.

Bu sabah hava soğuk.

الجو بارد هذا الصباح.

Hava günden güne soğuyor.

يصبح الجو أبرد يوماً بعد يوم.

Hava akımı olan tünel mi, hava akımı olmayan tünel mi?

‫النفق الذي به تيار هواء‬ ‫أم النفق الذي بلا تيار هواء؟‬

Bu muhtemelen iyi olur, yukarıda hava hava çok ısınmaya başlamıştı.

‫ربما يكون هذا جيداً، الحرارة تتزايد‬ ‫هنا الآن.‬

- Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
- Hava kararmadan önce Londra'ya varacağız.

سنصل إلى لندن قبل حلول الليل.

Temiz hava olmaksızın, düpedüz nemdi.

بسبب انعدام الهواء النقي والانغلاق.

Bulutta çalışan hava kalitesi üzerine

نظام دعم القرار لجودة الهواء

Dağlardaki hava çok değişken olur.

‫الطقس شديد التقلب‬ ‫في الجبال.‬

Vay canına, hava şimdiden ağırlaştı.

‫انظر، لقد تغيرت الأحوال الجوية بالفعل.‬

Buradan soğuk hava geldiğini hissedebiliyorum.

‫اسمع، يمكنني أن أشعر‬ ‫بهواء بارد في هذا النفق.‬

hava akımı olmayan tünel mi?

‫أم النفق الذي بلا تيار هواء؟‬

Kesinlikle bir hava akımı var.

‫هناك تيار هواء بكل تأكيد.‬

Hava karardıkça... ...düşme riski artıyor.

‫باقتراب الليل،‬ ‫تزداد احتمالية السقوط.‬

Hava iyi olursa, parka giderim.

لو كان الجو جيدًا، سأذهب إلى الحديقة

Benim evde hava çok soğuk.

بيتي بارد جدا.

Hava yoluyla seyahat edebilme yeteneğine.

وهي قدرته على الانتقال عبر الهواء.

Dün hava korkunç derecede soğuktu.

كان الجو باردا جدا البارحة.

Dün Tokyo'da hava bulutlu muydu?

- أكان الجو غائماً في طوكيو البارحة؟
- هل كانت سماء طوكيو ملبدة بالغيوم البارحة؟

Bu öğleden sonra hava sıcaktı.

- كان الجو حاراً جداً ظهيرة اليوم.
- كان الجو حاراً جداً عصر اليوم.

- Hava hâlâ karanlıktı.
- Hâlâ karanlıktı.

كان لا يزال الظّلام مخيّما.

Evet, bugün hava yağmurlu gibi.

نعم ٬ يبدو أنها ستمطر اليوم

Hava durumu iyileşiyor gibi görünüyor.

يظهر أن الطقس يتحسن.

Hava kirliliğinin var olan ısınmayı gizlediği,

كما أن تلوث الهواء لا يخفي احترارًا

Şu tepelerden gelen hava akımını hissedebiliyorum.

‫يمكنني حقاً الشعور بالتيار الصاعد‬ ‫القادم من هذه الجروف.‬

Hava çok sıcak olduğunda bu yaşanabilir,

‫وهذا ما يحدث ‬ ‫عندما ترتفع درجة الحرارة بدرجة هائلة‬

Ama hava kalitesi üzerindeki etkileri ortada.

ولكن تأثيرات نوعية الهواء تدخل صلب الموضوع اليوم.

Ve hava tahminlerinde uydulardan veri kullanıyor.

وتستخدم البيانات من الأقمار الصناعية في توقعات الطقس.

...ama kararan hava yeni tehditler demek.

‫لكن بحلول الظلام، تظهر تهديدات جديدة.‬

şu anda burun deliklerinizde gezinen hava.

الهواء الذي يتحرك حالياً داخل أنفك.

Yazın güney İspanya'da hava çok sıcaktır.

الجو حار جداً في جنوب اسبانيا في فصل الصيف.

Yağışlı hava, on gün boyunca sürdü.

استمر الجو الممطر عشرة أيام متواصلة.

Hava sıcaklığı bugün bile sıfırın altında.

حتى اليوم درجة الحرارة تحت الصفر.

Hava sıcaktı, bu yüzden pencereyi açtım.

كان شوب، ففتحت الشباك

Düne nazaran bugün hava daha güzel.

مقارنة بالبارحة الجو اليوم أجمل.

Birçok defa hava sıcak olmadığında, neredeyse donma

وأحيانٍ أخرى، كنا نظن أننا سنتجمد حتى الموت

Karar sizin, ama çabuk olun, hava soğuk!

‫القرار لك، ولكن أسرع، فالبرودة شديدة!‬

Ama bu taraftaki hava daha sıcak gibi

‫في هذا النفق الهواء أكثر دفئاً،‬

Hava akımı olmayan bir madene asla girmeyin!

‫لا تدخل منجماً قط ليس به تدفق للهواء!‬

Temiz hava ve yüze vuran güneş ışığı.

‫هواء نقي،‬ ‫وأشعة الشمس مسلطة على وجهي.‬

Hava kararınca kapkaçın daha kolay olduğunu biliyorlar.

‫إنها تعلم أن هناك صيد سهل في الظلام.‬

Dünyada yeryüzüne çarpmadan önce hava infilak etti

انفجر الهواء قبل أن يضرب الأرض على الأرض

Hava akışı onları dağıtmakta çok daha başarılıydı.

حيث كانت حركة الهواء أفضل في تفريقها.

Fadıl ve Dania hava durumu hakkında konuştular.

تحدّث فاضل و دانية عن الطقس.

Leyla hava yoluyla yerel bir hastaneye kaldırıldı.

- تمّ نقل ليلى جوّا إلى مستشفى محلّي.
- نُقِلت ليلى جوّا إلى مستشفى محلّي.

hava kirliliği hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini biliyordum.

فلابد أن أكون على دراية بتلوث الهواء.

Hava gittikçe kararıyor. Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

‫بدأ الظلام يحل.‬ ‫يجب أن أفكر في التخييم بمكان ما.‬