Translation of "Peşinde" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Peşinde" in a sentence and their arabic translations:

Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.

‫لكن ذلك صعب بوجود جروين معها.‬ ‫يبدو أن الذكر الصغير مهتم أكثر باللعب.‬

Hepsi burada av indirme peşinde.

‫كلها أتت لتقتل.‬

Peşinde koşarak farklı şehirlere taşındığı gördüm.

يطاردون العمل فى المصنع ليجدو أنه غير متاح لهم.

Bu ufak yarasalar, açan çiçeklerin peşinde...

‫هذه الخفافيش الصغيرة‬ ‫تقطع مئات الكيلومترات في الهجرة سنويًا،‬

Küçük yaşlarda huysuzluk ve yaramazlık peşinde

متابعة المزاج والأذى في سن مبكرة

çünkü başarı peşinde koşmak ve başarısızlık riski

لأن السعي وراء النجاح والخوف من الفشل

Ormanda büyük avların peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.

‫عادة ما يكون هذا أفضل كثيراً من محاولة صيد‬ ‫فرائس كبيرة في الغابة.‬

Ormanda büyük avlar peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.

‫عادة ما يكون هذا أفضل كثيراً من محاولة صيد‬ ‫فرائس كبيرة في الغابة.‬

- Hayatını gerçeğin peşinde geçirdi.
- Hayatını gerçeği aramakla geçirdi.

أمضت حياتها في السعي وراء الحقيقة.

üçüncüsü ne olursa olsun bu mesleklerin peşinde koşmak.

ثالثاً اتبع هذه المهن، مهما كان.

Peşinde olduğumuz şey bu. Tamam, bu iyi bir buluş.

‫هذا ما نريده. هذا اكتشاف جيد.‬

Eden mağlup Prusya ordusunun peşinde önemli bir rol oynadı .

الجيش البروسي المهزوم بعد ذلك.

Ama şu var ki, bugün peşinde olduğumuz şey olağanüstü sonuçlar.

وبالتالي، ما نحن عليه بعد اليوم، هو نتائج غير اعتيادية.

Viyana'yı işgal ettikten sonra Napolyon, ordusuna Avusturyalıların peşinde Tuna'yı geçmesini emretti.

بعد احتلال فيينا ، أمر نابليون جيشه بعبور نهر الدانوب لملاحقة النمساويين.

Mumbai gibi kent ormanlarındaki başıboş köpek, kedi ve tavukların, yani kolay lokmaların peşinde.

‫هدف سهل في الغابات الحضرية مثل "مومباي"‬ ‫حيث شاهد فهوداً تحوم بشكل مباشر.‬

Çevreci, tehlikeli bir görevde, ülkenin benekli sinsi avcılarının peşinde, ancak yaptığı işin bir bedeli var.

‫مناصر حماية البيئة في مهمة خطرة‬ ‫لتعقب صيادة البلاد المرصودة المتخفية،‬ ‫لكن هناك تكلفة لعمله.‬

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor.

ينظر الآباء إلى الجيل الجديد على أنه جيل بعيد عن الواقع و منشغل باللهث وراء الأحلام الوردية.