Translation of "Sadık" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Sadık" in a sentence and their arabic translations:

- Fadıl, Sadık caddesinde yaşıyordu.
- Fadıl, Sadık caddesinde oturuyordu.

كان فاضل يقطن بـشارع صادق.

O, prensiplerine sadık kalıyor.

- ظل محافظاً على مبادئه.
- بقِيَ محافظاً على قِيَمِه و مبادئه.

"Senin adın...?" "Fadıl Sadık."

"إسمك..." "فاضل صادق."

Sami sadık bir Hıristiyandı.

كان سامي مسيحيّا متمسّكا بدينه.

- Fadıl, Sadık tıp merkezine kabul edildi.
- Fadıl, Sadık tıp merkezine yatırıldı.

تمّ إدخال فاضل إلى مركز صادق الطّبّي.

Dr. Sadık hastaları kontrol etti.

فحص الدّكتور صادق المرضى.

Dedektif Sadık bebek ölümlerini soruşturdu.

حقّق التحرّي صادق حول وفاة الصّبيان.

Hükümetimin en sadık üyesi bu köpek.

من بين كلّ أعضاء الحكومة، الكلب هو الأكثر وفاءً لي.

Dr. Sadık toplulukta bir süper yıldızdı.

- كان الدّكتور صادق بطلا في البلدة.
- كان الدّكتور صادق بطلا في الحي.
- كان الدّكتور صادق بطلا عند أهل البلدة.
- كان الدّكتور صادق بطلا عند أهل الحي.

Dr. Sadık, Leyla'nın kusmuğunda arsenik buldu.

وجد الدّكتور صادق الزّرنيخ في قياء ليلى.

Leyla'ya göre Fadıl sadık bir koca.

بالنّسبة لليلى، فاضل زوج مخلص.

Hükümetine sadık ve işçilerden biri olduğu biliniyor

المؤتمر الوطني العام ويعرف انه من الموالين والعاملين مع حكومة

Kurban 22 yaşındaki Fadıl Sadık olarak tanımlandı.

تمّ التّعرّف على الضّحيّة أنّها شخص يُدعى فاضل صادق و يبلغ من العمر 22 سنة.

Aybak Kabilesine sadık olan Qutuzun az düşmanı vardı

ولأنه كان مخلصًا لفصيل أيبك، فمن المؤكد أن قطز كان لديه بعض الأعداء والمنافسين

Dania yine de Fadıl'a sadık kalmaya karar verdi.

قررت دانية البقاء مع فاضل في أية حال.

Olabileceğini söyleyerek dışarı çıktı Suriye rejiminin sadık ama zarar İlki , 2000 yılının

عقوباتٍ عليها هي الاولى من نوعها لتكون رسمياً ضمن مقصلة

Davout, Savaş Bakanı ve Paris valisi yapıldı: parlak ve sadık bir yönetici gerektiren hayati roller

عين دافوت وزيرا للحرب وحاكما لباريس: أدوار حيوية تتطلب إداريا بارعا

Dr. Sadık o ölüme neyin neden olduğu hakkında hiçbir fikri olmadığını daha sonra itiraf etti.

اعترف الدّكتور صادق لاحقا أنّه لم تكن لديه فكرة عن سبب تلك الوفاة.