Translation of "Zehirli" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Zehirli" in a sentence and their arabic translations:

Zehirli sarı kurbağa.

‫الضفدع السام.‬

Hekzan zehirli midir?

هل الهِكسان سامٌّ؟

Ōmukade'nin güçlerinden biri zehirli ısırığıdır

‫إحدى مزايا القوة التي تمتعت بها "أوماكادي"‬ ‫هي لدغتها السامة‬

Zehirli değil, bir boa yılanı.

‫ليست سامة، ولكنها عاصرة.‬

Ve zehirli çöl yaratıklarıyla dolu.

‫وتمتلئ بالكائنات الصحراوية السامة.‬

Onu zehirli yılan çukuruna attırdı.

لقد ألقى به في حفرة من الثعابين السامة.

Toxopneustes pileolus, dünyanın en zehirli denizkestanesi.

‫"توكسونيوستوس بيليلوس"‬ ‫هو أكثر قنفذ بحري سمية في العالم.‬

ısırıklarının can yakıcı olması ve zehirli

اللدغات مؤذية و سامة

Sami zehirli iğneyle ölüme mahkum edildi.

تمّ الحكم على سامي بالإعدام بحقنة قاتلة.

Sivri uçlu zehirli dişleri deriyi kolayca deler

‫إنها أنياب شبيهة بالإبرة‬ ‫وقادرة على خرق الجلد،‬

Olabildiğince fazla sayıda zehirli yaratık yakalamaya çalışacağız.

‫لذا يجب أن نتعقب أكبر قدر ممكن ‬ ‫من الكائنات السامة ونقتنصها.‬

Ve kocaman, zehirli bir anemonun altına gizlendi.

‫وأخذ يختبئ‬ ‫تحت نباتات شقائق النعمان الكبيرة السامة.‬

Aslında onlar anormal proteinler ve beyin için zehirli.

في الحقيقة إنه بروتين شاذ وسام للدماغ

Bu zehirli sürüngeni yakalamanın en iyi yolu nedir?

‫ما هي أفضل الطرق ‬ ‫لمحاولة الإمساك بهذه الأفعى السامة؟‬

Bu zehirli sürüngeni yakalamanın en iyi yolu nedir?

‫ما هي أفضل الطرق ‬ ‫لمحاولة الإمساك بهذه الأفعى السامة؟‬

Sami zehirli hapları ezip onları meyve suyunda eritti.

سحق سامي الأقراص السّامّة و ذوّبها في العصير.

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

‫ما أفضل الطرق ‬ ‫لمحاولة الإمساك بهذه الأفعى السامة؟‬

Bu zehirli sürüngeni yakalamak için en iyi seçeneğimiz nedir?

‫ما هي أفضل الطرق ‬ ‫لمحاولة الإمساك بهذه الأفعى السامة؟‬

Dişi, zehirli dişini bir geçirdi mi yolun sonu gözükür.

‫عضّة واحدة من تلك الأنياب‬ ‫كفيلة بإنهاء الأمر.‬

Bazı zehirli sarı kurbağalar bir insanı öldürecek kadar zehir barındırır.

‫بعض الضفادع السامة‬ ‫تحمل ما يكفي من السم لقتل إنسان.‬

Deneyimlerime dayanarak, daha büyük akreplerin daha az zehirli olduğunu söyleyebilirim.

‫وبحكم التجربة،‬ ‫كلما زاد حجم العقارب قل خطرها.‬

Korkunç avcılar, pusu kuran yırtıcılar ve zehirli katiller taç için yarışacak.

‫حيوانات صائدة مخيفة ومفترسة تنصب الكمائن،‬ ‫وقاتلة تنفث السم‬ ‫ستتنافس للوصول إلى القمة.‬

Her kararı eleştirerek Fransız karargahında zehirli bir atmosfer yaratılmasına yardımcı oldu.

انتقد كل قرار ، مما ساعد على خلق جو مسموم في المقر الفرنسي.

Zararlı böceklerle ve hatta zehirli akreplerle besleniyor. Ama özrü kabahatinden büyük mü?

‫يتغذى على البق والحشرات الضارة‬ ‫وحتى العقارب السامة.‬ ‫لكن هل ترجح كفة الجيد على السيئ؟‬

O panzehrin yerine yenisini koymalıyız. Bu yüzden olabildiğince fazla sayıda zehirli yaratık yakalamaya çalışacağız.

‫نحتاج لاستعاضة هذا الترياق.‬ ‫لذا يجب أن نتعقب أكبر قدر ممكن ‬ ‫من الكائنات السامة ونقتنصها.‬