Translation of "Zorlu" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Zorlu" in a sentence and their arabic translations:

zorlu bir girişime başlarken

يناقش قضية نؤمن بها بعمق،

Hatta en zorlu rakiplerimle bile.

حتى مع أشد الخصوم.

zorlu bir boşanma süreciyle mücadele ettiyseniz

إذا مررتم يومًا بطلاق موجع،

Sohbet, demokrasi konseptindeki en zorlu şey

إجراء المحادثات هو أصعب الأمور في المجتمع الديمقراطي

Ve bu en zorlu tırmanışın sonu oldu.

وكانت تلك الخطوة نهاية أصعب جزء في التسلق.

Zorlu ve yorucu kısımlar bile kolaylıkla geçti.

حتى الأجزاء الصعبة والشاقة مرت بسهولة.

12 saatlik zorlu bir doğumun henüz başındaydı.

وتمر بمخاض استمر ل12 ساعة.

Imkan sağlamak için zorlu engellerin üstesinden geliyorlar.

للسماح لهؤلاء الفتيات بالحصول على أفضل الفرص المتاحة في الحياة.

Bu kollarım için zorlu bir egzersiz olacak. Pekâlâ.

‫سيكون تدريباً للذراعين.‬ ‫حسناً.‬

Burası gibi zorlu ortamlarda arazi çok zalim olabilir.

‫في البيئات القاسية مثل هذه،‬ ‫يمكن للتضاريس أن تكون غاية في الوعورة.‬

Oldukça zorlu görünüyor. En iyi seçim bu olmayabilir.

‫يبدو شديد القبح..‬ ‫لا أعرف إن كان هذا هو الخيار الأفضل.‬

Sular yükselene kadar... ...onu zorlu bir gece bekliyor.

‫حتى ارتفاع المد،‬ ‫أمامه ليلة متعبة.‬

Unutmayın, bu çöl zorlu olacak. Birçok zorlukla dolu.

‫تذكر أن هذه الصحراء ستكون قاسية.‬ ‫مليئة بالتحديات.‬

Ilerideki zorlu yıllarda İmparator tarafından fena halde özlenecekti .

في السنوات الصعبة التي تنتظره.

Kahire'de dizanteri geçiren Davout için zorlu bir kampanyaydı.

كانت حملة صعبة على دافوت ، الذي أصيب بالدوسنتاريا في القاهرة.

çok zorlu ve çalkantılı bir gün olduğunu hatırlıyorum.

‫أذكر أنه كان يومًا عصيبًا ومضطربًا جدًا.‬

Ve zorlu bir süreç olduğunu inkâr etmekten daha iyi.

وأزعم أن الأمر لم يكن بتلك الصعوبة.

610 metre bir yapının en zorlu kısmında tek başınıza olduğunuzu düşünün,

تخيل أنك وحدك على ارتفاع يصل طوله إلى 2000 قدم،

Dahası, bu kadar zorlu koşullarda yaşamış olmasak bugün olduğumuz kişiler olmazdık.

في الواقع، ما كنا لنصبح ما نحن عليه الآن لو لم نعش في ذلك المناخ السياسي الفظيع والمعادي.

Hadi gidip enkazı bulalım. Batıya, dünyanın en zorlu arazilerinden birinin üzerinden uçuyoruz.

‫لنذهب للعثور على هذا الحطام.‬ ‫سنطير في اتجاه الغرب ‬ ‫فوق بعض أقسى التضاريس في العالم.‬

Ertesi yıl Polonya'da, tümeni Pultusk'ta zorlu bir savaş gördü, ancak daha sonra

في العام التالي في بولندا ، شهد فريقه قتالًا شاقًا في بولتوسك ، لكنه أوقف بعد ذلك

Benim adım Bear Grylls ve ben dünyadaki en zorlu yerlerde hayatta kalmayı başardım.

‫أنا "بير غريلز" وقد خرجت سالماً‬ ‫من بعض أقسى الأماكن على ظهر الكوكب.‬