Translation of "Bekliyorum" in Dutch

0.018 sec.

Examples of using "Bekliyorum" in a sentence and their dutch translations:

- Valizimi bekliyorum.
- Bavulumu bekliyorum.

Ik wacht op mijn koffer.

- Ben çocuk bekliyorum.
- Bekliyorum.
- Çocuk bekliyorum.
- Hamileyim.

Ik ben in verwachting.

- Ben sıramı bekliyorum.
- Sıramı bekliyorum.

Ik wacht op mijn beurt.

- Arkadaşımı bekliyorum.
- En arkadaşımı bekliyorum.

Ik wacht op een vriendin van me.

- Treni bekliyorum.
- Bir tren bekliyorum.

Ik wacht op de trein.

Otobüs bekliyorum.

Ik sta op de bus te wachten.

Annemi bekliyorum.

Ik wacht op mijn moeder.

Saatlerdir bekliyorum.

Ik wacht al uren lang.

Onu bekliyorum.

Ik verwacht hem.

Treni bekliyorum.

Ik wacht op de trein.

Arkadaşımı bekliyorum.

Ik wacht op mijn vriendin.

Dışarıda bekliyorum.

Ik sta buiten te wachten.

- Hâlâ cevabını bekliyorum.
- Hâlâ cevabınızı bekliyorum.

Ik wacht nog steeds op je antwoord.

- Onu dört gözle bekliyorum.
- Onu sabırsızlıkla bekliyorum.

Ik kijk ernaar uit.

Dakik olmanı bekliyorum.

Ik verwacht dat je stipt bent.

Ben seni bekliyorum.

- Ik verwachtte u.
- Ik was op u aan het wachten.
- Ik verwachtte jullie.
- Ik was op jullie aan het wachten.

Kız arkadaşımı bekliyorum.

Ik wacht op mijn vriendin.

Onu sabırsızlıkla bekliyorum.

Ik kijk ernaar uit.

Senin kararını bekliyorum.

Ik wacht op uw beslissing.

Kararınızı hevesle bekliyorum.

Ik kijk uit naar uw beslissing.

Uzun zamandır bekliyorum.

- Ik heb lang gewacht.
- Ik ben al lang aan het wachten.

Özür dilemeni bekliyorum.

Ik wacht op je excuses.

Ben varışını bekliyorum.

- Ik hoop op uw komst.
- Ik wacht op je aankomst.

Ben ilham bekliyorum.

Ik sta in afwachting van inspiratie.

Senin yardımını bekliyorum.

Ik wacht op je hulp.

Seni evimde bekliyorum.

- Ik zal bij mij thuis op je wachten.
- Ik zal jullie thuis opwachten.

Ben senin yardımını bekliyorum.

- Ik verwacht jouw hulp.
- Ik verwacht uw hulp.
- Ik verwacht jullie hulp.

Ondan bir mektup bekliyorum.

Ik verwacht een brief van haar.

Zamanında orada olmanızı bekliyorum.

- Ik verwacht dat je er op tijd zult zijn.
- Ik verwacht dat u er op tijd zult zijn.

Onun telefon aramasını bekliyorum.

Ik wacht op zijn telefoontje.

Onun buraya gelmesini bekliyorum.

Ik wacht op dat ze hier zal komen.

Noel'i dört gözle bekliyorum.

Ik kijk uit naar Kerstmis.

Uzun zamandır seni bekliyorum.

- Ik heb zo lang op u gewacht.
- Ik wacht al een eeuwigheid op u

Yaz tatilini dört gözle bekliyorum.

Ik kijk uit naar de zomervakantie.

Çok önemli bir çağrı bekliyorum.

Ik wacht op een zeer belangrijk telefoontje.

Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.

Ik kijk ernaar uit om je brief te krijgen.

O gelene kadar burada bekliyorum.

Ik zal hier wachten tot ze komt.

Filmi onunla izlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

Ik kijk ernaar uit de film met haar te kijken.

Birinin bana yardım etmesini bekliyorum.

Ik wacht op iemand om me te helpen.

- Yarını dört gözle bekliyorum.
- Yarın için sabırsızlanıyorum.
- Yarını iple çekiyorum.
- Yarını sabırsızlıkla bekliyorum.

Ik kijk uit naar morgen.

Bunu seninle yapmayı dört gözle bekliyorum.

Ik kijk ernaar uit om dat met jou te doen.

Cep telefonuna tuvalet ekleyecekleri günü bekliyorum. Âlemsin!

Ik kijk uit naar een telefoon met een toilet erop. Hoe bizar.

Zaten iki saattir bekliyorum. Daha fazla bekleyemem.

Ik heb al twee uur gewacht, ik kan niet langer wachten.

Ben heyecanla bu konuyla ilgili görüşünü işitmeyi bekliyorum.

Ik wacht met ongeduld op uw ideeën over dat thema.

- Hafta sonunun başlaması için sabırsızlanıyorum.
- Hafta sonunun başlamasını dört gözle bekliyorum.

Ik kan niet wachten tot het weekend begint.

- Ben onun için sabırsızlanıyorum.
- Ben ona can atıyorum.
- Ben onu dört gözle bekliyorum.

Ik kijk ernaar uit.