Translation of "Beyzbol" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Beyzbol" in a sentence and their dutch translations:

Beyzbol oynayalım.

- Laten we honkbal spelen.
- Laten we honkballen.

Beyzbol oynamak eğlencelidir.

Het is leuk om honkbal te spelen.

Parkta beyzbol oynuyorlardı.

- Ze speelden honkbal in het park.
- Ze waren aan het honkballen in het park.

Biz beyzbol oynayacaktık.

- We gingen honkbal spelen.
- We gingen baseball spelen.

Biz beyzbol oynadık.

We speelden honkbal.

Haydi beyzbol oynayalım!

- Laten we honkbal spelen!
- Laten we honkballen!

Beyzbol oynamayı severim.

Ik houd ervan honkbal te spelen.

O, beyzbol oynamaz.

Hij speelt geen honkbal.

Beyzbol oynar mısın?

- Speel je honkbal?
- Spelen jullie honkbal?
- Speelt u honkbal?

- Mike iyi beyzbol oynayamaz.
- Mike, iyi beyzbol oynayamaz.

Mike kan niet goed basketballen.

- Ben beyzbol takımına üyeyim.
- Beyzbol takımının bir üyesiyim.

Ik ben lid van een honkbalteam.

Okuldan sonra beyzbol oynayacaklar.

Zij gaan na school honkbal spelen.

Beyzbol kulübüne üye misin?

Zit je op de baseballclub?

Dün biz beyzbol oynadık.

We hebben gisteren gehonkbald.

Yarın beyzbol oyununu izleyeceğim.

Ik ga morgen naar de honkbalwedstrijd.

O yarın beyzbol oynayacak.

Hij gaat morgen honkbal spelen.

Beyzbol oyunları izlemeyi severim.

Ik kijk graag naar honkbal wedstrijden.

Dün beyzbol oynadın mı?

- Heb je gister baseball gespeeld?
- Heb je gisteren baseball gespeeld?

Beyzbol takımımız çok güçlüdür.

Onze honkbalploeg is erg sterk.

O, bir beyzbol oyuncusudur.

Hij is een honkbalspeler.

O, beyzbol oynamaktan zevk aldı.

Hij speelde graag honkbal.

O, beyzbol sopasıyla topa vurdu.

Hij sloeg een bal met de knuppel.

O beyzbol takımının menajeri kim?

Wie is de manager van dat honkbalteam?

Gençken sık sık beyzbol oynadım.

Ik speelde vaak honkbal toen ik jong was.

Beyzbol oynamak için parka gittik.

We gingen naar het park om baseball te spelen.

Hayalim bir beyzbol oyuncusu olmaktır.

Mij droom is honkbalspeler te worden.

O benim beyzbol sopam değil.

Dat is niet mijn honkbalknuppel.

Televizyonda bir beyzbol oyunu izledik.

We keken naar een baseballwedstrijd op televisie.

- Sami eşini bir beyzbol sopasıyla dövdü.
- Sami karısını bir beyzbol sopasıyla dövdü.

Sami sloeg zijn vrouw met een honkbalknuppel.

Tüm erkek çocuklar beyzbol oynamaktan hoşlanır.

Alle jongens spelen graag honkbal.

Bir beyzbol topu pencereden uçarak geldi.

Een honkbal kwam door het raam gevlogen.

O gençken sık sık beyzbol oynardı.

Hij speelde vaak honkbal toen hij jong was.

O, okulumuzda en iyi beyzbol oyuncusudur.

Hij is verreweg de beste honkbalspeler bij ons op school.

Tom bir beyzbol sopasıyla Mary'ye vurdu.

Tom sloeg Maria met een honkbalknuppel.

Tom'un ellerinde bir beyzbol sopası vardı.

Tom had een honkbalknuppel in zijn handen.

Bazı insanlar beyzbol sever, diğerleri futbol sever.

Sommige mensen houden van honkbal, anderen van voetbal.

Bir erkek olsam bir beyzbol takımına katılabilirim.

Als ik een jongen was zou ik op honkbal kunnen gaan.

O, bir beyzbol sopası ile ona saldırdı.

Ze viel hem aan met een honkbalknuppel.

Tom Mary'yi bir beyzbol sopasıyla öldüresiye döğdü.

Tom sloeg Mary dood met een baseballknuppel.

Hava yağmurlu olduğundan dolayı, beyzbol oyunu iptal edilmişti.

Aangezien het regenachtig was, werd de honkbalwedstrijd afgelast.

Beyzbol çeşitli Latin Amerika ülkelerinde oldukça popüler bir spordur.

Baseball is in verschillende Latijns-Amerikaanse landen een populaire sport.

- Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
- Onun en sevdiği beyzbol takımı Giants'tir ama o, Lions'ı da sever.

Zijn favoriete honkbalteam is de Giants, maar hij houdt ook van de Lions.