Translation of "Tenis" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Tenis" in a sentence and their dutch translations:

- Tenis oynayabilirim.
- Ben tenis oynayabilirim.
- Tenis oynamasını biliyorum.

Ik kan tennissen.

Tenis oynayalım.

Laten we tennissen.

Tenis oynayacağım.

Ik ga tennis spelen.

Tenis oynarım.

- Ik speel tennis.
- Ik tennis.

Tenis oynayalım!

Laten we tennissen!

Tenis oynadım.

- Ik speelde tennis.
- Ik tenniste.

Tenis oynayamıyor.

Hij kan niet tennissen.

Tom tenis oynayamaz.

Tom kan niet tennissen.

Tenis oynamak kolaydır.

Tennis spelen is gemakkelijk.

O tenis oynadı.

Hij speelde tennis.

Kenji tenis oynar.

Kenji speelt tennis.

Arkadaşım tenis oynamaz.

Mijn vriendin tennist niet.

Tenis oynamaz mısın?

- Speel je geen tennis?
- Speelt u geen tennis?
- Spelen jullie geen tennis?

Eskiden tenis oynardım.

- Ik speelde tennis.
- Ik tenniste.

Tenis oynamak istiyorum.

Ik zou graag tennis spelen.

Nancy tenis oynamaz.

Nancy speelt geen tennis.

Tenis oynar mısın?

Speel je tennis?

Tom'la tenis oynadım.

Ik heb tennis gespeeld met Tom.

Ben tenis oynayabilirim.

Ik kan tennissen.

Nerede tenis oynarsın?

- Waar speelt gij tennis?
- Waar tennissen jullie?

Tenis oynadın mı?

Speelde je tennis?

Tenis oynamasını biliyorum.

Ik kan tennissen.

Yarın tenis oynayacak.

Morgen gaat hij tennis spelen.

- Akira iyi tenis oynar.
- Akira güzel tenis oynar.

Akira speelt goed tennis.

Tenis kulübünün bir üyesiyim.

Ik ben lid van de tennisclub.

Tom'un tenis oynadığını gördüm.

Ik heb Tom zien tennissen.

Bazı kızlar tenis oynuyorlardı.

Enkele meisjes waren aan het tennissen.

O tenis oynamaya düşkündür.

Ze is dol op tennissen.

Biz dün tenis oynadık.

We hebben gisteren getennist.

Tenis oynayan kızı tanıyorum.

Ik ken het meisje dat tennis speelt.

O bir tenis oyuncusu.

Hij is tennisspeler.

Okuldan sonra tenis oynarım.

Ik speel tennis na school.

Bütün gün tenis oynadım.

Ik heb de hele dag getennist.

Akira iyi tenis oynar.

Akira speelt goed tennis.

Bu akşam tenis oynayacağım.

Ik ga vanavond tennissen.

Bu akşamüstü tenis oynayacağım.

Ik ga vanavond tennissen.

Tenis oynamayı tercih ederdim.

Ik zou liever een potje tennis gespeeld hebben.

Ellen'da tenis oynamayı seviyor.

Ellen speelt ook graag tennis.

Ne zaman tenis oynarsın?

- Wanneer speel je tennis?
- Wanneer speelt u tennis?
- Wanneer spelen jullie tennis?
- Wanneer tennist u?
- Wanneer tennis je?
- Wanneer tennissen jullie?

Hayır, fakat tenis oynarım.

Nee, maar ik speel tennis.

O yarın tenis oynayacak.

Morgen gaat hij tennis spelen.

Dün tenis oynadınız mı?

- Tenniste je gisteren?
- Heb je gisteren getennist?

Her pazar tenis oynardı.

Zij speelde elke zondag tennis.

Okuldan sonra tenis oynayalım.

Laten we na schooltijd tennis spelen.

Bazen onunla tenis oynarım.

- Ik speel soms tennis met haar.
- Ik tennis soms met haar.

Tom yarın tenis oynayacak.

- Tom zal morgen tennissen.
- Tom zal morgen tennis spelen.
- Tom speelt tennis morgen.

Ben de tenis oynarım.

Ook ik speel tennis.

Ara sıra tenis oynarım.

Ik tennis af en toe.

Tenis benim en sevdiğim spordur.

Tennis is mijn lievelingssport.

Okuldan sonra tenis oynayacak mısın?

Speelt ge tennis na de school?

O her gün tenis oynar.

- Ze speelt iedere dag tennis.
- Iedere dag speelt ze tennis.

Tom kadar iyi tenis oynayamam.

Ik kan niet zo goed tennissen als Tom.

Televizyonda bir tenis maçı izledim.

Ik heb een tenniswedstrijd gekeken op televisie.

Bizimle tenis oynamak ister misin?

- Wil je met ons tennissen?
- Wilt u met ons tennissen?
- Willen jullie met ons tennissen?

O çok iyi tenis oynar.

- Ze speelt heel goed tennis.
- Zij speelt heel goed tennis.

O iyi bir tenis oyuncusu.

Hij is een goede tennisspeler.

Bu öğleden sonra tenis oynayalım.

Laat ons vanmiddag gaan tennissen.

Ann çok iyi tenis oynar.

Ann speelt heel goed tennis.

Tom, Mary ile tenis oynuyor.

- Tom is aan het tennissen met Mary.
- Tom is met Mary aan het tennissen.

Tom ve Meryem tenis oynuyorlar.

Tom is aan het tennissen met Mary.

Onunla sık sık tenis oynardım.

Ik speelde vaak tennis met hem.

Pazar günü onunla tenis oynardım.

Ik zou op zondag met hem gaan tennissen.

Daha sonra tenis uygulamam var.

Ik heb straks tennisles.

Tom dün tenis oynadı mı?

Heeft Tom gisteren getennist?

Biri benim tenis raketimi çaldı.

Iemand heeft mijn tennisracket gestolen.

Bu öğleden sonra tenis oynayacağım.

Deze namiddag speel ik tennis.

Jane tenis oynamadı, değil mi?

Jane speelde geen tennis, nietwaar?

O, her Pazar tenis oynar.

Ze speelt elke zondag tennis.

Çok iyi şekilde tenis oynayamam.

Ik kan niet zo goed tennis spelen.

Tom oldukça iyi tenis oynayabilir.

Tom kan best goed tennissen.

Bazı delikanlılar tenis oynar diğerleri futbol.

Sommige jongens spelen tennis en anderen spelen voetbal.

"Diye tenis oynar mı?" "Evet oynar."

"Speelt zij tennis?" "Ja."

Onlar her zaman burada tenis oynadılar.

Ze speelden hier altijd tennis.

O, bütün gün boyunca tenis oynadı.

Hij heeft de hele dag tennis gespeeld.

Her gün okuldan sonra tenis oynar.

Ze speelt elke dag tennis na school.

Cumartesi sabahı her zaman tenis oynarız.

We tennissen altijd op zaterdagochtend.

Ben o tenis maçını kazanacağıma eminim.

Ik ben ervan overtuigd dat ik die tenniswedstrijd win.

Şimdi tenis oynanmayacak kadar çok karanlık.

Het is nu te donker om tennis te spelen.

Tenis oynamayı yüzmekten daha çok severim.

Ik speel liever tennis dan te zwemmen.

Tom, Mary ile tenis oynamak istiyor.

Tom wilt samen met Mary tennis spelen.

Bugün senin tenis raketini ödünç alabilir miyim?

Kan ik uw tennisracket lenen vandaag?

- Teniste iyi misin?
- İyi tenis oynar mısın?

Ben jij goed in tennis?

Tenis hakkında bir cümle daha duyarsam, çıldıracağım.

Als ik nog één zin over tennis hoor, word ik gek.

Tom ve Mary bütün gün tenis oynuyorlardı.

Tom en Maria tennisten de hele dag.

Her gün ne kadar süre tenis oynarsın?

Hoe lang speel je iedere dag tennis?

Ben, iyi bir tenis oyuncusu olduğunu duyuyorum.

Ik heb gehoord dat je een goede tennisspeler bent.

Onun Fransa'da en iyi tenis oyuncusu olduğu söylenmektedir.

Men zegt dat ze de beste tennisspeelster van Frankrijk is.

Sınıfındaki başka bir çocuktan daha iyi tenis oynayabilir.

Hij kan beter tennissen dan iedere andere jongen in zijn klas.

More Words:

ben

tom

Translate "oynar" to other language: