Translation of "Yatakta" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Yatakta" in a sentence and their dutch translations:

Yatakta oturuyordu.

Hij zat op het bed.

Tom yatakta.

Tom ligt in bed.

Yatakta para kazanamadığınız sürece, yatakta kalmayınız.

Blijf niet in bed tenzij u geld in bed kunt verdienen.

Jane yatakta hasta.

Jane ligt ziek in bed.

Tom yatakta öldü.

- Tom is in bed gestorven.
- Tom is in een bed gestorven.

O, yatakta uyudu.

Hij sliep in het bed.

Leyla yatakta yatıyordu.

Layla lag op het bed.

Tom yatakta değildi.

Tom lag niet in bed.

O, yatakta iyidir.

Ze is goed in bed.

- Tom yatakta hasta yatıyor.
- Tom yatakta hasta uzanıyor.

Tom ligt ziek in bed.

Tom ateş yüzünden yatakta.

Tom ligt in bed met koorts.

O, ateşten dolayı yatakta.

Ze ligt in bed met koorts.

Bütün aile yatakta hastadır.

- Het ganse gezin lag ziek in bed.
- Het hele gezin lag ziek in bed.

Yatakta olman gerekmiyor mu?

- Moet je niet in bed zijn?
- Hoor je niet in bed te liggen?

Sık sık yatakta okurum.

Ik lees vaak in bed.

Bütün gün yatakta kalmak zorundayım.

Ik moet de hele dag in bed blijven.

Tom geçen Pazar yatakta hastaydı.

Afgelopen zondag lag Tom ziek op bed.

Tom bütün gün yatakta kaldı.

Tom bleef de hele dag in bed liggen.

Kanada'da zeminde değil yatakta uyuyoruz.

In Canada slapen we in bed, niet op de grond.

Hasta hissettiği için yatakta kaldı.

Omdat hij zich ziek voelde, bleef hij in bed.

Ben yumuşak bir yatakta uyumayı seviyorum.

Ik slaap graag in een zacht bed.

MW: Yatakta çok uzun süre uyanık kalıyorsanız

MW: Als je te lang wakker in bed blijft liggen,

Bob şimdi bir hafta boyunca yatakta hastadır.

Bob ligt nu al een week ziek in bed.

Onu ne zaman görmeye gitsem, o yatakta.

Altijd wanneer ik hem bezoek, is hij in bed.

Tom yatakta bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.

Tom zat in kleermakerszit op het bed.

Ben bütün gün yatakta kalmak zorunda kaldım.

Ik moest de hele dag in bed blijven.

Annesi onun beş haftadır yatakta hasta olduğunu söyledi.

Zijn moeder zei dat hij sinds vijf weken ziek in bed lag.

Bütün gün yatakta uzanmaktan başka bir şey yapmadı.

Hij bleef de hele dag in bed liggen.

Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.

Toen ik gisternacht in bed lag te lezen, ben ik in slaap gevallen met het licht aan.

Mary eve geldi ve en iyi arkadaşını Tom'la yatakta buldu.

Mary kwam thuis en vond Tom in bed met haar beste vriendin.