1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. çözemedi

Translation of "çözemedi" in English

0.006 sec.

Examples of using "çözemedi" in a sentence and their english translations:

Tom onu çözemedi.

Tom couldn't figure it out.

Tom bulmacayı çözemedi.

Tom couldn't solve the puzzle.

Tom sorunu çözemedi.

Tom wasn't able to solve the problem.

Öğretmenlerden hiçbiri problemi çözemedi.

None of the teachers could solve the problem.

Birkaç öğrenci problemi çözemedi.

Not a few pupils could solve the problem.

Öğrencilerinden hiçbirisi soruyu çözemedi.

None of his students could solve the problem.

Hiç kimse bulmacayı çözemedi.

No one could solve the puzzle.

Öğretmen bile problemi çözemedi.

Even the teacher could not solve the problem.

Öğrencilerden hiçbiri problemi çözemedi.

None of the students could solve the problem.

Hiçbir öğretmen problemi çözemedi.

None of the teachers could solve the problem.

Tom bu sorunu çözemedi.

Tom wasn't able to solve that problem.

Ancak Napolyon ile meseleyi çözemedi.

but failed to press the matter with Napoleon.

Hiç kimse bu sorunu çözemedi.

- No one could solve the problem.
- Nobody could solve the problem.
- No one was able to solve the problem.
- Nobody was able to solve the problem.

Buna rağmen kimse problemi çözemedi.

No one could solve the problem after all.

Tom gizli mesajın şifresini çözemedi.

Tom couldn't decode the secret message.

Erkek kardeşim karmaşık sorunu çözemedi.

My brother could not solve the complicated problem.

Sam makinenin nasıl kullanıldığını çözemedi.

Sam couldn't figure out how to use the machine.

Tom problemi çözemedi, değil mi?

Tom couldn't solve the problem, could he?

Tom Mary'nin nasıl hayatta kalabildiğini çözemedi.

Tom couldn't figure out how Mary managed to stay alive.

En zeki öğrenci bile problemi çözemedi.

Even the brightest student couldn't solve the problem.

Tamirci bile mikrodalgada neyin yanlış gittiğini çözemedi.

Even the repairman couldn't figure out what had gone wrong with the microwave.

Şu ana kadar bu problemi hiç kimse çözemedi.

No one has ever been able to solve this problem.

Tom çok yakından izledi, ama sihirbazın hilesini çözemedi.

Tom watched very closely, but couldn't figure out the magician's trick.

Mary neden Tom'un hep çok huysuz olduğunu çözemedi.

Mary couldn't work out why Tom was so cranky all the time.

- Tom JPEG dosyaları nasıl ihraç edeceğini bulamadı.
- Tom JPEG dosyalarını nasıl dışa aktaracağını çözemedi.

Tom couldn't figure out how to export JPEG files.