1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. çıkıyoruz

Translation of "çıkıyoruz" in English

0.012 sec.

Examples of using "çıkıyoruz" in a sentence and their english translations:

Yukarı çıkıyoruz

We go up here,

Biz çıkıyoruz.

We're dating.

Yürüyüşe çıkıyoruz.

We're going on a hike.

Dışarı çıkıyoruz.

- We're going out.
- We'll go out.
- I'm going out.

Birlikte çıkıyoruz.

We go out together.

Biz balayına çıkıyoruz.

We're honeymooning.

Üç yıldır çıkıyoruz.

We've been dating three years.

Bu gece çıkıyoruz.

We're going out tonight.

Biz işten çıkıyoruz.

We're going out of business.

Onunla başa çıkıyoruz.

We're handling it.

Kontrolden çıkıyoruz sanırım.

- I think we're out of control.
- I think that we're out of control.

Öğlene doğru çıkıyoruz.

We're leaving about noon.

Hemen şimdi buradan çıkıyoruz.

We're getting out of here in a moment.

Gelecek ay geziye çıkıyoruz.

We are going on a journey next month.

Biz üç aydır çıkıyoruz.

We've been going out three months.

Biz şimdi dışarı çıkıyoruz.

We're going out now.

Yarın tekrar dışarı çıkıyoruz.

We're going out again tomorrow.

Tom ve ben çıkıyoruz.

Tom and I are dating.

İşten saat beşte çıkıyoruz.

We quit work at five.

Biz sadece üç haftadır çıkıyoruz.

We've only been dating three weeks.

- Gidiyoruz.
- Biz gidiyoruz.
- Biz çıkıyoruz.

We're leaving.

Biz yalnızca birkaç gündür çıkıyoruz.

We have been dating for only a few days.

Bu konuda hükümete karşı çıkıyoruz.

We oppose the government on this matter.

Bu yüzden ona karşı çıkıyoruz.

That's why we oppose it.

- Şafakta gidiyoruz.
- Şafakta yola çıkıyoruz.

We leave at dawn.

Öğle yemeğine çıkıyoruz. Sen de gelsene.

We're going out for lunch. Why don't you come along?

Biz kutlama yapmak için dışarı çıkıyoruz.

We're going out to celebrate.

Biz üç saat içinde yola çıkıyoruz.

We leave in three hours.

Mary ve ben üç yıldır çıkıyoruz.

- Mary and I have been going out for three years.
- Mary and I've been going out for three years.

Bir saat içinde Boston'a yola çıkıyoruz.

We're leaving for Boston in an hour.

Yarın değil öbür gün yola çıkıyoruz.

We're leaving the day after tomorrow.

Biz şiddetle politik doğruluğa karşı çıkıyoruz.

We are vehemently opposed to political correctness.

- Tom'a söyle, çıkıyoruz.
- Gideceğimizi söyle Tom'a.

Tell Tom that we're leaving.

Küçük bir yürüyüş için dışarı çıkıyoruz.

We're going out for a little walk.

Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.

So we're exiting the mine to see what else we can find out there.

Yiyecek bir şey almak için dışarı çıkıyoruz.

We're going out to get something to eat.

- Biraz yürüyüş yapacağız.
- Küçük bir yürüyüşe çıkıyoruz.

We are going for a little walk.

Biz cuma günü bir yemek için dışarı çıkıyoruz.

We're going out for a meal on Friday.

Masayı kurmana gerek yok. Yemek için dışarı çıkıyoruz.

There's no need to set the table. We're going out to eat.

Tom ve ben bir şeyler içmek için dışarı çıkıyoruz.

Tom and I are going out for a drink.

Akşam, meyveli börek yemek için dışarı çıkıyoruz, tamam mı?

We're going out for dumplings in the evening, all right?

- Biz sadece onlara sahip çıkıyoruz.
- Biz sadece onları gözetiyoruz.

We're just looking out for them.

- Önümüzdeki ay bir yolculuğa çıkacağız.
- Gelecek ay geziye çıkıyoruz.

We are going on a journey next month.

- Biz şu anda yola çıkıyoruz.
- Biz şu anda gidiyoruz.

We're leaving right now.

Tom ve ben birlikte her sabah parkta bir yürüyüşe çıkıyoruz.

Tom and I take a walk in the park together every morning.