Translation of "çabayı" in English

0.014 sec.

Examples of using "çabayı" in a sentence and their english translations:

Çabayı takdir ediyorum.

I appreciate the effort.

Ona yardım etmek için her çabayı gösterdik.

We made every effort to help him.

O, sınavı geçmek için her türlü çabayı sarf ediyor.

He is making every possible effort to pass the examination.

- Gerekli çabayı göstermedin.
- Parmağını bile kıpırdatmadın.
- Elini bile sürmedin.

You haven't lifted a finger.

Tüm ayrımcılığı ortadan kaldırmak için her türlü çabayı sarf etmeliyiz.

We must make every effort to do away with all discrimination.

Ben isteğinizi karşılamak için mümkün olan her türlü çabayı yapacağım.

I'll make every possible effort to meet your request.

Azınlık partisi, faturaların geçişini engellemek için son çabayı sarf etti.

The minority party made a last-ditch effort to block passage of the bills.

Esas dersane öğretmenleri, öğrencileri ile temas kurmak için her türlü çabayı göstermelidir.

Homeroom teachers should make every effort to keep in touch with their students.

- Karısını memnun etmek için elinden geleni yaptı.
- Karısını memnun etmek için her türlü çabayı gösterdi.

He bent over backward to please his wife.