Translation of "çalışıyorlar" in English

0.061 sec.

Examples of using "çalışıyorlar" in a sentence and their english translations:

Tarlalarda çalışıyorlar.

They work in the fields.

Babalar çalışıyorlar.

- The father works.
- The fathers work.

- Sınava hazırlanıyorlar.
- Sınav için çalışıyorlar.
- Sınava çalışıyorlar.

They are studying for the test.

Maliyeti düşürmeye çalışıyorlar.

- They are trying to keep costs down.
- They're trying to keep costs down.

Tom'u dizginlemeye çalışıyorlar.

They're trying to restrain Tom.

Burada mı çalışıyorlar?

Do they work here?

Gerçekten sıkı çalışıyorlar.

They're trying really hard.

Sana ulaşmaya çalışıyorlar.

They're trying to reach you.

Bütün gün çalışıyorlar.

They work all day.

Gece vardiyasında çalışıyorlar.

They work the night shift.

Trenler programa göre çalışıyorlar.

Trains are running on schedule.

Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.

They study about the function of the brain.

Bazı çiftçiler çiftlikte çalışıyorlar.

Some farmers are working on the farm.

İnsanlar burada uyumaya çalışıyorlar.

People are trying to sleep in here.

Onlar yardım etmeye çalışıyorlar.

They're trying to help.

Bazı insanlar tarlalarda çalışıyorlar.

Some people are working in the fields.

Eminim, problemi çözmeye çalışıyorlar.

I'm sure they're working on solving the problem.

Onlar onun üzerinde çalışıyorlar.

They're working on it.

Şehir problemlerini çözmeye çalışıyorlar.

They try to resolve the problems of the city.

Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.

They're attempting to contact her.

Onlar burada mı çalışıyorlar?

Do they work here?

Polonyalı uzmanlar Afrika'da çalışıyorlar.

Polish specialists work in Africa.

Onlar onu çalmaya çalışıyorlar.

They're trying to steal it.

Bizi parçalara ayırmaya çalışıyorlar.

They're trying to tear us apart.

İtfaiyeciler yangını söndürmeye çalışıyorlar.

The firefighters are trying to put out the flames.

Öğretmenler öğrencilerini motive etmeye çalışıyorlar.

The teachers are trying to motivate their students.

Trenler vakit çizelgesine göre çalışıyorlar.

The trains are running according to schedule.

Doktorlar hâlâ Tom'u kurtarmaya çalışıyorlar.

The doctors are still trying to save Tom.

Onlar bizi sindirmeye çalışıyorlar sanırım.

I think they're trying to intimidate us.

Onlar sadece yardım etmeye çalışıyorlar.

They're just trying to help.

Onlar bu hafta sonu çalışıyorlar.

They are working this weekend.

Onlar şu anda çalışıyorlar mı?

Are they working at the moment?

İmkansız bir şeyi yapmaya çalışıyorlar.

They are trying to do something impossible.

Görünüşe göre evliliklerini düzeltmeye çalışıyorlar.

Apparently, they're trying to patch up their marriage.

Onlar seni kontrol etmeye çalışıyorlar.

They're trying to control you.

Onlar üniversiteye girmek için çalışıyorlar.

They're studying to get into college.

Tom ve Mary yakında çalışıyorlar.

Tom and Mary are working nearby.

Tom ve Mary gece çalışıyorlar.

Tom and Mary work at night.

Tom ve Mary Fransızca çalışıyorlar.

Tom and Mary are studying French.

Tom ve Mary çok çalışıyorlar.

- Tom and Mary have been working hard.
- Tom and Mary are working hard.

Tom ve Mary birlikte çalışıyorlar.

Tom and Mary have been working together.

Tom ve Mary beraber çalışıyorlar.

Tom and Mary are studying together.

O kadınlar sadece iyi olmaya çalışıyorlar.

Those women are just trying to get ahead.

Bugün 40 saatten daha az çalışıyorlar.

Today, they work fewer than 40.

Arabalar gözlerimizin önünde birbiri ardına çalışıyorlar.

Cars are running one after another before our eyes.

Onlar sürekli olarak birbirlerini geçmeye çalışıyorlar.

They are constantly trying to outdo each other.

Bazı Almanlar, saati bir euro'ya çalışıyorlar.

Some Germans work for only one euro an hour.

Onlar yeni bir aşı üzerinde çalışıyorlar.

They've been working on a new vaccine.

İnsanlar bu civarda yemek yemeye çalışıyorlar.

People are trying to eat around here.

Tom ve Mary, John'u sakinleştirmeye çalışıyorlar.

Tom and Mary are trying to calm John down.

Tom ve Mary evlerini satmaya çalışıyorlar.

Tom and Mary are trying to sell their house.

Tom ve Mary aynı şirkette çalışıyorlar.

- Tom and Mary work together at the same company.
- Tom and Mary work for the same company.

Onlar geliştirmek değil, statükoyu korumaya çalışıyorlar.

They're trying to preserve the status quo, not to improve.

Tom ve Mary alt katta çalışıyorlar.

Tom and Mary are working downstairs.

Tom ve Mary aynı büroda çalışıyorlar.

Tom and Mary work in the same office.

Almanya'da insanlar haftada kaç saat çalışıyorlar?

How many hours do people work in Germany per week?

Emily'nin anne babası bir fabrikada çalışıyorlar.

Emily's parents are working in a factory.

Narsisistler daima kendilerine dikkat çekmeye çalışıyorlar.

Narcissists are always trying to draw attention to themselves.

Tom ve Mary birlikte kütüphanede çalışıyorlar.

Tom and Mary are studying together in the library.

Baba ve oğul tekrar birlikte çalışıyorlar.

Father and son working together again.

Bu matematikçiler origami matematiği üzerinde çalışıyorlar

These mathematicians study the mathematics of origami.

Tom ve Mary sıkça beraber çalışıyorlar.

Tom and Mary often study together.

Onların bizi birbirlerimize düşman etmeye çalışıyorlar.

They're trying to turn us against each other.

Tom ve Mary aynı bölümde çalışıyorlar.

Tom and Mary work in the same department.

Tom ve Mary aynı hastanede çalışıyorlar.

Tom and Mary work in the same hospital.

Tom ve Mary aynı yerde çalışıyorlar.

Tom and Mary work at the same place.

Tom ve Mary birlikte mi çalışıyorlar?

Are Tom and Mary working together?

Tom ve Mary yardım etmeye çalışıyorlar.

Tom and Mary are trying to help.

Tom ve Mary üst katta çalışıyorlar.

Tom and Mary are working upstairs.

Tom ve Mary buraya yakın çalışıyorlar.

Tom and Mary work near here.

Bütün Amerika genelinde polis teşkilatı ile çalışıyorlar.

to seek measurable responses to racial bias.

Yumi ve Emi İngilizce testi için çalışıyorlar.

Yumi and Emi were studying for their English test.

Konuşmayı devam ettirmesi için senaryolar yazmaya çalışıyorlar.

by diverting the conversation when it gets stuck.

Hem Tom hem de Mary bahçede çalışıyorlar.

Tom and Mary are both working in the garden.

Onlar yeni bir siyasi parti kurmaya çalışıyorlar.

- They are trying to organize a new political party.
- They're trying to organize a new political party.

- Onlar burada mı çalışıyor?
- Burada mı çalışıyorlar?

Do they work here?

Bazı insanlar İncil gerçeklerini bilimle açıklamaya çalışıyorlar.

Some people try to explain the truth of the Bible through science.

Onlar arabalarını daha çevre dostu yapmaya çalışıyorlar.

They're trying to make their car more environmentally friendly.

- Onlar yeni binada çalışmaktalar.
- Yeni binada çalışıyorlar.

They have been working on the new building.

Şimdi bir sürü insan evlerini satmaya çalışıyorlar.

A lot of people are now trying to sell their houses.

Tom ve Mary evliliklerini iptal ettirmeye çalışıyorlar.

Tom and Mary are trying to get their marriage annulled.

İşletim sisteminin bir sonraki sürümü üzerinde çalışıyorlar.

They are working on the next version of their operating system.

Tom ve Mary sık sık birlikte çalışıyorlar.

Tom and Mary frequently study together.

Ne Tom, ne de Mary Boston'da çalışıyorlar.

Neither Tom nor Mary works in Boston.

Tom ve Mary aynı şirket için çalışıyorlar.

Tom and Mary work for the same company.

Tom ve Mary hâlâ postanede mi çalışıyorlar?

Do Tom and Mary still work at the post office?

Tom ve Mary, John'a yardım etmeye çalışıyorlar.

Tom and Mary are trying to help John.

Tom ve Mary sadece yardım etmeye çalışıyorlar.

Tom and Mary are just trying to help.

Bu yüzden, geçici işçiler kötü şartlar altında çalışıyorlar.

For that reason, temporary workers are working under inferior conditions.

Liderler, ekonomik büyümenin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.

Leaders are trying to do away with impediments to economic growth.

Tom ve Mary'nin ikisi de aynı süpermarkette çalışıyorlar.

Tom and Mary both work at the same supermarket.

Onlar doğruyu yapmaya ve diğerlerinin yaptıklarına bakmamaya çalışıyorlar.

They try to do right and not look at what others are doing.

Arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya koymaya çalışıyorlar,

and how successful and happy people end up in their work,

İnsanlar çalışmak için yaşama yerine yaşamak için çalışıyorlar.

People work to live, instead of living to work.