Translation of "çalarken" in English

0.010 sec.

Examples of using "çalarken" in a sentence and their english translations:

Kurabiyeleri çalarken belirlendi.

He was spotted stealing cookies.

Keman çalarken duyuldu.

She was heard playing the violin.

Tom çalarken yakalandı.

Tom was caught stealing.

Sami çalarken yakalandı.

Sami got caught stealing.

Piyano çalarken en mutludur.

She is happiest when she is playing the piano.

Onlar onu çalarken yakaladılar.

They caught him stealing.

Onu parayı çalarken yakaladım.

I caught him stealing the money.

O elma çalarken yakalandı.

He was caught stealing apples.

Gitar çalarken rahatlamış hisseder.

He feels relaxed when he's playing the guitar.

Adamı parayı çalarken yakaladım.

I caught the man stealing the money.

Onu kamerayı çalarken yakaladım.

I caught him stealing the camera.

Tom elma çalarken yakalandı.

Tom got caught stealing apples.

Onu piyano çalarken gördüm.

I have seen her playing the piano.

Tom elmaları çalarken yakalandı.

Tom was caught stealing apples.

Onu bahçede armutları çalarken yakaladım.

I caught him stealing pears in the orchard.

O, piyanoyu çalarken sessiz kalın.

Keep silent while he is playing the piano.

Bir şey çalarken yakalandığını duydum.

I heard you got caught stealing something.

O onları elmaları çalarken yakaladı.

He caught them stealing apples.

Oğlumu kurabiye kavanozundan çalarken yakaladım.

I caught my son stealing from a cookie jar.

O, çanları çalarken sağır oldu.

He became deaf ringing the bells.

Tom bir araba çalarken yakalandı.

Tom was caught stealing a car.

Çalarken yakalanmadıkça, biri hırsız değildir.

Unless caught stealing, one is not a thief.

Tom'u cüzdanımdan para çalarken yakaladım.

I caught Tom stealing some money out of my wallet.

Tom'u ağacımızdan elmaları çalarken yakaladım.

I caught Tom stealing apples from our tree.

Tom bir şey çalarken yakalandı.

Tom got caught stealing something.

Komşunun ağacından elma çalarken görülmüş.

He was seen stealing apples from the neighbor's tree.

Odaya girince onu piyano çalarken buldum.

Entering the room, I found her playing the piano.

Ajan bekçiden anahtarları çalarken çok sinsiydi.

The spy was very furtive as he stole the keys from the guard.

Bir çocuğu onun saatini çalarken yakaladı.

He caught a boy stealing his watch.

Tom yazar kasadan para çalarken yakalandı.

Tom was caught stealing money from the cash register.

Tom gitarını çalarken ateşin yanında oturdu.

Tom sat near the fire, playing his guitar.

Tom komşunun ağacından elma çalarken görüldü.

Tom was seen stealing apples from the neighbor's tree.

Tom Mary'yi yazarkasadan parasını çalarken yakaladı.

Tom caught Mary stealing his money from the cash register.

Tom komşusunun ağacından elma çalarken yakalandı.

Tom was caught stealing apples from his neighbor's tree.

Tom gayda çalarken bir etek giyer.

Tom wears a kilt when he plays the bagpipes.

Tom kitara çalarken çimenlerin üzerinde oturdu.

Tom sat on the grass, playing ukulele.

Tom keman çalarken onu öldüresim geliyor.

When Tom plays the violín, I feel like killing him.

Trompette melodi çalarken onu sık sık dinledim.

I often listened to him playing the melody on the trumpet.

Tom Mary'yi yazar kasadan para çalarken yakaladı.

Tom caught Mary stealing money from the cash register.

Tom'un küçük çocuklardan çalarken yakalandığı doğru mu?

- Is it true that Tom was caught stealing from little kids?
- Is it true Tom was caught stealing from little kids?

Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.

He was electrocuted while playing the electric harp.

Tom Mary ve John'u elma çalarken yakaladı.

Tom caught Mary and John stealing apples.

Tom umumi tuvaletten tuvalet kâğıdı çalarken yakalandı.

Tom was caught stealing toilet paper from a public restroom.

Sami bir kutu lateks eldiven çalarken kameraya yakalandı.

Sami was captured on camera stealing a box of latex gloves.

Gitar çalarken kapıma polis gönderen komşuma da buradan sesleniyorum.

I'm calling my neighbor who sent a cop to my door when playing the guitar.

Resimleri üzerinde çalışırken onu her zaman ıslık çalarken buluyorum.

I always find him whistling while working on his paintings.

Onu piyano çalarken dinlesen onun asla sekiz yaşındaki bir çocuk olduğunu düşünmezsin.

If you heard him playing the piano, you would never think he is an eight-year-old boy.

Piyano çalarken büyük ellere sahip olmak küçük ellere sahip olmaktan daha iyidir.

It's better to have larger hands than smaller hands when playing the piano.