Translation of "çaldılar" in English

0.004 sec.

Examples of using "çaldılar" in a sentence and their english translations:

çaldılar hazineyi

they stole the treasure

Fikrimi çaldılar.

They stole my idea.

Kalemimi çaldılar.

My pen has been stolen.

Hırsızlar mücevherleri çaldılar.

The thieves made off with the jewels.

Bahçemden elma çaldılar.

They stole apples from my orchard.

Onun cüzdanını çaldılar.

She was robbed of her purse.

Benim şarap şişemi çaldılar!

They stole my wine bottle!

Soyunma odasında çantamı çaldılar.

I had my purse stolen in the changing room.

Onlar kitaplarımı elimden çaldılar.

They knocked my books out of my hands.

Onlar trende cüzdanını çaldılar.

They stole her wallet on the train.

Haydutlar kutsal kaseyi çaldılar.

The bandits stole the Holy Grail.

Onlar gitar ve akordeon çaldılar.

They played guitar and accordion.

Onlar trende onun cüzdanını çaldılar.

They stole his wallet on the train.

Onlar trende senin cüzdanını çaldılar.

They stole your wallet on the train.

Onlar düşmanın yaklaştığını görünce alarm çaldılar.

They sounded the alarm when they saw the enemy approaching.

Kaçak avcılar bazı kaplumbağa yumurtalarını çaldılar.

The poachers stole some turtle eggs.

- Her şeyi çalmışlar.
- Her şeyi çaldılar.

They've stolen everything.

Onlar oldukça çok Ella Fitzgerald şarkısı çaldılar.

They played quite a few Ella Fitzgerald songs.

Onlar tarihte kaybolmuş bir uygarlığın kalıntılarını çaldılar.

They took away the remains of a civilization lost in history.

Hırsızlar saraya girdi ve prensesin elmaslarını çaldılar.

Thieves broke into the palace and stole the princess's diamonds.

Muhafız uyuduğu sırada hırsızlar tabloyu müzeden çaldılar.

The thieves stole the painting from the museum while the guard slept.

- Bir yerde paramı çaldılar.
- Bir yerde paramı çaldırdım.

I had my money stolen somewhere.

Onlar benim aşkımı ve mutluluğun bütün renklerini çaldılar.

They stole my lover and all the colors of happiness.

Tom ve Mary bütün akşam beraber müzik çaldılar.

Tom and Mary played music together all evening.

- Dün gece onun değerli taşlarını çaldılar.
- Onun mücevherleri dün gece çalındı.

She was robbed of her jewels last night.

Hırsızlar güvenlik görevlileri tarafından fark edilmeden veya alarm sistemini harekete geçirmeksizin kocaman altın madeni paraları çaldılar.

The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.