Translation of "Açıklayacak" in English

0.093 sec.

Examples of using "Açıklayacak" in a sentence and their english translations:

Tom açıklayacak.

Tom will explain.

Açıklayacak zaman yok.

- There's no time to explain.
- There is no time to explain.

O bunu bana açıklayacak.

He is going to explain it to me.

Tom her şeyi açıklayacak.

Tom will explain everything.

Tom daha sonra açıklayacak.

Tom will explain later.

Döndüğünde onu sana açıklayacak.

He will explain it to you when he comes back.

Şimdi açıklayacak zamanım yok.

I don't have time to explain it now.

Tom bunu size açıklayacak.

Tom will explain it to you.

Tom onu bana açıklayacak.

Tom is going to explain it to me.

Tom onu Mary'ye açıklayacak.

Tom is going to explain it to Mary.

Tom durumu sana açıklayacak.

Tom will explain the situation to you.

Tom bunu hepimize açıklayacak.

Tom is going to explain it to all of us.

Tom bunu sana açıklayacak.

Tom is going to explain it to you.

Tom onu ​​Mary'ye açıklayacak.

Tom will explain it to Mary.

Tom bunu bana açıklayacak.

Tom will explain it to me.

Her şeyi açıklayacak zamanım yok.

I don't have time to explain everything.

Tom'un açıklayacak çok şeyi var.

Tom has a lot to explain.

Sorunun ne olduğunu açıklayacak mısın?

Will you explain what the trouble is?

Tom bunun neden olduğunu açıklayacak.

- Tom will explain why that happened.
- Tom is going to explain why that happened.

Belediye başkanı yakında istifa kararını açıklayacak.

The mayor will shortly announce his decision to resign.

Geri geldiğinde Tom bunu sana açıklayacak.

Tom will explain it to you when he comes back.

Bunu ayrıntılı olarak açıklayacak zamanım yok.

I have no time to explain this in detail.

Her şeyi Tom'a açıklayacak vaktim yoktu.

I didn't have time to explain everything to Tom.

Tom daha sonra bunu size açıklayacak.

Tom will explain this to you later.

Tom daha sonra sana her şeyi açıklayacak.

Tom will explain everything to you later.

- Kuralı bana açıklar mısın?
- Kuralı bana açıklayacak mısın?

Will you explain the rule to me?

Ben bu sistemi bilmiyorum ama sorumlu adam açıklayacak.

I don't know this system, but the man in charge will explain.

Otomobil üreticisi yarın spor arabaların yeni çizgisini açıklayacak.

The automaker will unveil its new line of sports cars tomorrow.