1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Arabaya

Translation of "Arabaya" in English

0.011 sec.

Examples of using "Arabaya" in a sentence and their english translations:

Arabaya bin.

Get into the car.

Arabaya bindik.

We got into a car.

Arabaya binelim.

Let's get in the car.

Arabaya geliyorum.

I'm coming to the car.

Arabaya bineriz.

We get into the car.

Arabaya bindim.

I got in the car.

Bagajımızı arabaya yükledik.

We loaded our baggage into the car.

Lütfen arabaya bin.

Please get into the car.

Başkan arabaya biniyor.

The president is getting into the car.

Şimdi arabaya bin!

Get your ass in the car, now!

Şimdi arabaya bin.

Get in the car now.

Tom arabaya bindi.

Tom got in the car.

Arabaya binmeni istiyorum.

I want you to get in the car.

Arabaya dikkat et!

Watch out for the car!

Arabaya geri dön.

Get back in the car.

Arabaya bin lütfen.

Get in the car, please.

Tom arabaya döndü.

- Tom got back in the car.
- Tom got back into the car.

Tom arabaya atladı.

Tom leaped into the car.

Tom arabaya baktı.

Tom looked into the car.

Bunu arabaya koyacağım.

I'm going to put this in the car.

Arabaya ihtiyacım yok.

I don't need a car.

Sadece arabaya bin.

Just get in the car.

Tom'la arabaya bineceğim.

I'll ride with Tom.

Tom arabaya binmedi.

Tom didn't get in the car.

Derhal arabaya bin.

Get in the car immediately.

Herkes arabaya bindi.

Everyone got into the car.

Herkes arabaya sığamadı.

Everyone wasn't able to fit into the car.

Onlarla arabaya bineceğim.

I'll ride with them.

Onunla arabaya bineceğim.

- I'll ride with him.
- I'll ride with her.

Arabaya ne oldu?

What happened to the car?

Çabuk arabaya bin.

Get in the car quick.

Ben arabaya bindim.

I got into the car.

Biz arabaya bindik.

We got into the car.

Arabaya benzin koydum.

I put gas in the car.

Arabaya geri döndüm.

I got back into the car.

Sami arabaya bindi.

Sami got in the car.

- Tom çabucak arabaya bindi.
- Tom hızla arabaya geçti.

Tom quickly got into the car.

O yeni bir arabaya ve eski bir arabaya sahiptir.

He has a new car and an old car.

- Hangi arabaya binileceğini bilmiyorduk.
- Hangi arabaya binmemiz gerektiğini bilmiyorduk.

We didn't know which car we should get in.

Bunu arabaya taşıyabilir misin?

Could you carry it to the car?

Kamyon bir arabaya çarptı.

The truck bumped into a car.

Ben bir arabaya sahibim.

I own a car.

Tom arabaya benzin koydu.

Tom put gas in the car.

Arabaya bir piliç atalım.

Let's pick up a chick.

Arabaya bindi ve uzaklaştı.

He got into the car and drove off.

Bir arabaya ihtiyacımız var.

We need a car.

Tom arabaya geri döndü.

Tom got back in the car.

Arabaya yürümeye devam ettim.

I kept walking to the car.

Şu kırmızı arabaya bak.

Look at that red car.

Onu arabaya koyduğumu düşündüm.

- I thought I put it in the car.
- I thought that I put it in the car.

Bir arabaya ihtiyacın var.

- You need a car.
- They need a car.

Tom kutuyu arabaya koydu.

Tom put the box in the car.

Bütün parasını arabaya harcadı.

He spent all of his money on a car.

Ben arabaya binmekten usanıyorum.

I'm getting sick of the ride.

Japonya'da yapılmış arabaya bakın.

Look at the car made in Japan.

Motosiklet bir arabaya çarptı.

The motorcycle crashed into a car.

Arabaya yakın beni bekle.

Wait for me by the car!

Tom bir arabaya sahip.

Tom owns a car.

O arabaya girmek istedi.

She wanted to go into the carriage.

Tom Mary'yi arabaya itti.

Tom shoved Mary into the car.

Onların hepsi arabaya bindi.

They all got into the car.

Onlar arabaya geri döndü.

They got back in the car.

Bizimle arabaya binmeni istiyorum.

I want you to ride with us.

Onlarla arabaya binmeni istiyorum.

I want you to ride with them.

Benimle arabaya binmeni istiyorum.

I want you to ride with me.

Onunla arabaya binmeni istiyorum.

- I want you to ride with him.
- I want you to ride with her.

Onun arabaya bindiğini gördüm.

I saw him get in a car.

Tom kutuları arabaya yükledi.

Tom loaded the boxes into the car.

Arabaya önce ben bineyim.

Let me get into the car first.

Muhabir arabaya doğru koşuyor.

The reporter is running to the car.

Leyla arabaya doğru yürüdü.

Layla walked toward the car.

Leyla tekrar arabaya bindi.

Layla got back in the car.

Tom, arabaya binmemizi söyledi.

Tom told us to get in the car.

Tom'la birlikte arabaya bindim.

I got in the car with Tom.

- Sami o arabaya ihtiyaç duydu.
- Sami'nin o arabaya ihtiyacı vardı.

Sami needed that car.

Arabaya binmeyi isteyip istemediğinizi sordum.

I asked if you wanted a ride.

O, arabaya bindi ve uzaklaştı.

She got into the car and drove off.

Arabaya bir sürü bagaj yükledik.

We loaded a lot of luggage into the car.

Tom arabaya binen son kişiydi.

Tom was the last one into the car.

Yeni bir arabaya ihtiyacım var.

I need a new car.

Arabaya çarpan kişi ben değilim.

I'm not the one who crashed the car.

Bir arabaya ihtiyacın var mı?

Do you need a car?

Sessiz olun ve arabaya dönün.

Be quiet and get back in the car.

Tom bir sürü arabaya sahip.

Tom does own a lot of cars.

Sessiz ol ve arabaya dön.

Be quiet and get back in the car.