Examples of using "Arandığını" in a sentence and their english translations:
Arandığını hissetmek güzel.
It's nice to feel wanted.
Dan Linda'nın arandığını duydu.
Dan found out that Linda was wanted.
- Evlendikten kısa bir süre sonra, Tom Mary'nin cinayetten arandığını öğrendi. - Evlendikten sonra çok geçmeden Tom, Mary'nin cinayetten arandığını öğrendi.
It wasn't until long after they got married that Tom found out that Mary was wanted for murder.