Translation of "Arkadaşını" in English

0.009 sec.

Examples of using "Arkadaşını" in a sentence and their english translations:

Arkadaşını azarlama.

Don't reproach your friend.

- Erkek arkadaşını tanıyorum.
- Onun erkek arkadaşını tanıyorum.

I know her boyfriend.

Arkadaşını polislerden sakladı.

He hid his friend from the police.

Arkadaşını yanında getir.

Bring along your friend.

Tom arkadaşını bekliyor.

Tom is waiting for his friend.

Kız arkadaşını sevmiyorum.

I don't like your girlfriend.

Oda arkadaşını tanıyorum.

I know your roommate.

Tom arkadaşını aradı.

Tom called up his friend.

Kız arkadaşını sevmiyor.

He doesn't love his girlfriend.

O, arkadaşını aldattı.

He deceived his friend.

Başı beladaki arkadaşını bırakamadı.

He could not forsake his friend in trouble.

O, arkadaşını ziyaret etti.

He paid a visit to his friend.

Kalabalıkta arkadaşını gözden kaybetti.

He lost sight of his friend in the crowd.

Arkadaşını geri istiyor musun?

Do you want your friend back?

İstasyonda erkek arkadaşını bekledi.

She waited for her boyfriend at the station.

Kız, arkadaşını ziyaret ediyor.

The older girl is visiting at her friend's.

O, erkek arkadaşını sevmez.

She doesn't love her boyfriend.

Geçen gün arkadaşını gördüm.

I saw your friend the other day.

O erkek arkadaşını seviyor.

She loves her boyfriend.

Tom kız arkadaşını yener.

Tom beats his girlfriend.

Kanada'da arkadaşını aradın mı?

Did you call your friend in Canada?

Ebeveynlerim onun arkadaşını tanıyorlar.

My parents are familiar with her friend.

Erkek arkadaşını nerede tanıdın?

Where did you meet your boyfriend?

Tom arkadaşını görmek istedi.

Tom wanted to see his friend.

Tom bir arkadaşını arıyor.

Tom is looking for a friend of his.

- Sami kız arkadaşını burada bıraktı.
- Sami kendi kız arkadaşını burada bıraktı.

Sami left his girlfriend here.

Ming dün akşam arkadaşını aradı.

Ming called her friend yesterday evening.

Muazzam kalabalıkta arkadaşını gözden kaybetti.

She lost sight of her friend in the huge crowd.

O, bir arkadaşını ziyaret etti.

He dropped in on a friend.

Tom oda arkadaşını gizlice gözetledi.

Tom spied on his roommate.

O, arkadaşını uğurlamak için istasyondaydı.

He has been to the station to see his friend off.

O, erkek arkadaşını evden attı.

She kicked her boyfriend out of the house.

Sana bir arkadaşını adresini vereceğim.

I'm going to give you a friend's address.

Tom kız arkadaşını aylarca aldattı.

Tom cheated on his girlfriend for months.

Mary, erkek arkadaşını başından attı.

Mary's packed her boyfriend in.

Jim kız arkadaşını çok seviyor.

Jim is crazy about his girlfriend.

Tom'un oda arkadaşını sevmediğini keşfetttim.

I found out that Tom doesn't like his roommate.

Eski sınıf arkadaşını tanıdın mı?

Did you recognize your old classmate?

Neden erkek arkadaşını kıskandırmak istiyorsun?

Why do you want to make your boyfriend jealous?

Bana kız arkadaşını tanıtacak mısın?

Will you introduce your girlfriend to me?

Tom en iyi arkadaşını kaybetti.

Tom lost his best friend.

O, erkek arkadaşını çok seviyor.

He loves his boyfriend very much.

Tom'un kız arkadaşını asla öpmemeliydim.

- I never should've kissed Tom's girlfriend.
- I never should have kissed Tom's girlfriend.

Ailesi onun erkek arkadaşını onaylamadı.

Her family did not approve of her boyfriend.

Ken Tom'un kız arkadaşını öptü.

Ken kissed Tom's girlfriend.

Tom Mary'nin erkek arkadaşını sevmez.

Tom doesn't like Mary's boyfriend.

Ben senin arkadaşını çok beğeniyorum.

I like your friend very much.

Senin arkadaşını öldürmek için tutuldum.

I was hired to kill your friend.

Mary arkadaşını teselli etmeye çalıştı.

Mary tried to comfort her friend.

Tom bir iş arkadaşını yaraladı.

Tom injured a co-worker.

Tom bir arkadaşını ziyaret etti.

Tom visited a friend.

Leyla arkadaşını almaya gitmek istedi.

Layla wanted to go pick up her friend.

Tom en iyi arkadaşını gördü.

Tom caught sight of his best friend.

Sami kız arkadaşını üniversiteye bıraktı.

Sami dropped his girlfriend at college.

Sami eski kız arkadaşını aradı.

Sami called his ex-girlfriend.

Sami oda arkadaşını öldürmekle suçlandı.

Sami was charged with the murder of his roommate.

Sami iki oda arkadaşını öldürdü.

Sami killed his two roommates.

Sami, Ferit'in kız arkadaşını çaldı.

Sami stole Farid's girlfriend.

Kaza onun en iyi arkadaşını çaldı.

The accident robbed him of his best friend.

O, arkadaşını havaalanında karşılama zahmetine katlandı.

She took the trouble to meet her friend at the airport.

Kendi hayatı riske atarak arkadaşını kurtardı.

He saved his friend at the risk of his own life.

Akşam yemeği için arkadaşını davet et.

Invite your friend for dinner.

Sen hiç arkadaşını teselli ettin mi?

Have you ever consoled a friend?

Asker kendi hayatı pahasına arkadaşını kurtardı.

The soldier saved his friend at the cost of his own life.

Arkadaşını uğurlamak için yurt dışına gitti.

He went to the airport to see his friend off.

Tom, Boston'daki kız arkadaşını ziyaret ediyor.

Tom is visiting his girlfriend in Boston.

Sanırım benim arkadaşım senin arkadaşını tanıyor.

I think my friend knows your friend.

O bir iş arkadaşını arabayla götürdü.

She gave a lift to a co-worker.

Gerçekten erkek arkadaşını kıskandırmak istiyor musun?

Do you really want to make your boyfriend jealous?

O, reşit olmayan arkadaşını bara götürmedi.

He didn't get his underage friend into the bar.

Tom kız arkadaşını dövdüğünü inkar etti.

Tom denied having beaten his girlfriend.

O sonunda eski arkadaşını bulmayı başardı.

She finally managed to get a hold of her old friend.

Her gün hasta arkadaşını görmeye geliyor.

He comes to see his sick friend day after day.

Bir arkadaşını davet etmek ister misin?

Would you like to invite a friend?

Sami kız arkadaşını geride bırakmaya dayanamadı.

Sami couldn't bear to leave his girlfriend behind.

En iyi arkadaşını kaybetmiş gibi görünüyorsun.

- You look as if you've lost your best friend.
- You look like you've lost your best friend.

Cumartesi gecesi kız arkadaşını dışarı çıkardı.

He took his girlfriend out on Saturday night.

Tom Cumartesi akşamı kız arkadaşını dışarı çıkardı.

Tom took his girlfriend out on Saturday night.

O, arkadaşını yolcu etmek için istasyona gitti.

He went to the station to see his friend off.

O eski arkadaşını görmek için gitmiş olmalı.

He must have gone to see his old friend.

O, Şikago'ya uçtu, orada bir arkadaşını gördü.

He flew to Chicago, where he happened to see a friend.

Kate arkadaşını görmek için bir partiye gitti.

Kate went to a party to see her friend.

Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.

A man is known by his friends.

Cadı, onun erkek arkadaşını bir kurbağaya dönüştürdü.

The witch turned her boyfriend into a frog.

O annesini ve kız arkadaşını Fransa'da bıraktı.

- He left his mother and his girlfriend in France.
- He has left his mother and girlfriend in France.

Eski arkadaşını kaybetmenin nasıl hissettirdiğini biliyor musun?

Do you know how it feels to lose an old friend?

En son ne zaman erkek arkadaşını gördün?

When was the last time you saw your boyfriend?

Dedektifler Tom'un, kız arkadaşını boğarak öldürdüğünü söylediler.

Detectives said Tom strangled his girlfriend.

Şiddetli yağmura rağmen hastanedeki arkadaşını ziyaret etti.

In spite of the heavy rain, he visited his friend in hospital.

O, arkadaşını öptüğü için yaz kampından kovuldu.

She was expelled from the summer camp because she kissed her friend.

Kız arkadaşını gördüğünden beri ne kadar oldu?

How long has it been since you saw your girlfriend?