Translation of "Bağışlamak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Bağışlamak" in a sentence and their english translations:

Tom para bağışlamak istiyor.

Tom wants to donate money.

O para bağışlamak istiyor.

She wants to donate money.

Biz para bağışlamak istiyoruz.

We want to donate money.

Onlar para bağışlamak istiyorlar.

They want to donate money.

Tom para bağışlamak istedi.

Tom wanted to donate money.

- Para bağışlamak istiyorsun, değil mi?
- Para bağışlamak istiyorsunuz, değil mi?

You want to donate money, don't you?

Bunu bağışlamak istediğinizden emin misiniz?

Are you sure that you want to give this away?

Bağışlamak için özür beklemene gerek yok.

You don't have to wait for an apology in order to forgive.

Tom biraz para bağışlamak için istekli olabilir.

Tom might be willing to donate some money.

- Para bağışlamak istiyor.
- Para bağışında bulunmak istiyor.

He wants to donate money.

Tom Mary'ye biraz para bağışlamak için istekli olup olmayacağını sordu.

Tom asked Mary if she would be willing to donate some money.

Ölüm çok güzel olmalı. Kafanın üzerinde sallanan yeşil otları olan yumuşak kahverengi toprakta uzanmak ve sessizliği dinlemek. Dünü ve yarını olmamak. Zamanı unutmak, hayatı bağışlamak, barışık olmak.

Death must be so beautiful. To lie in the soft brown earth, with the grasses waving above one's head, and listen to silence. To have no yesterday, and no tomorrow. To forget time, to forgive life, to be at peace.