Translation of "Başlamış" in English

0.004 sec.

Examples of using "Başlamış" in a sentence and their english translations:

Liderliğe katılmaya başlamış

women who have started

Sorgulamaya başlamış bir tür.

and the existence of life elsewhere:

"Nanette" benimle başlamış olabilir.

"Nanette" may have begun in me,

Bu elma çürümeye başlamış.

This apple has started to rot.

O zaman serüven nasıl başlamış.

So how did your adventure begin?

Onlar bizden daha erken başlamış.

They had started earlier than we had.

Başlamış olduğum şeyi bitirmek zorundaydım.

I had to finish what I'd started.

- Yine kanıyorsun.
- Yine kanaman başlamış.

You're bleeding again.

Dersler dün başlamış gibi görünüyor.

It seems classes began yesterday.

Babam kara yolları idaresinde çalışmaya başlamış.

My father started working in Public Roadway Services.

Yangın personel eve gittikten sonra başlamış olmalı.

- The fire must have broken out after the staff had gone home.
- The fire must've broken out after the staff had gone home.

Tom ve Mary ağlamaya başlamış gibi görünüyordu.

Tom and Mary looked as if they might start crying.

Dünya dışı medeniyetlerin yaz aylarında başlamış olması gerekirdi.

Extraterrestrial civilizations could have started in the summer months.

TRT ve EBA TV öncülüğündebu sistem başlamış oldu

This system started with the leadership of TRT and EBA TV.

Yer çekimi devreye girdi ve fazladan maddeyle başlamış bölgelere

Gravity turned on and brought more and more mass

Sinirler gerilmiş, göç başlamış ve bu adam hakkında ferman var.

nerves are tense, migration has begun and there is a firman for this man.

Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.

Tom continued reading the newspaper even though the burglar alarm had gone off.

Gelgitler güçlenmeye başlamış. Tümsek başlı papağan balığının üremesi için mükemmel şartlar oluşmuş.

Tides are growing stronger... ...creating perfect conditions for bumphead parrotfish to breed.

Çin farklı bir yaklaşım benimsemiş ve bu olanakların var olduğunu kabul etmeye başlamış,

China took a different approach and started admitting that these facilities exist, but

Moda yazarları ayrılabilir ceplere karşı olmaya başlamış ve bir nevi küçük çanta alan el çantalarını

Fashion journalists began rallying against the tie-in pocket, in favor of the reticule

Birinci Dünya Savaşı bölgesel bir çatışma olarak başlamış ve tarihin en kötü insanlık felaketlerinden biri olmuştur.

The First World War began as a regional conflict and become one of history's worst humanitarian catastrophes.

Tom bu aralar çiğ vegan beslenmeye başlamış. İnsanlara bunun ne kadar süper bir şey olduğu konusunda devamlı atıp tutuyor.

Tom's recently started a raw vegan diet, and regularly gets on his soapbox to tell people how great it is.