Translation of "Balıktan" in English

0.007 sec.

Examples of using "Balıktan" in a sentence and their english translations:

Balıktan bıktım.

I'm sick of fish.

- Balıktan nefret ederim.
- Balıktan nefret ediyorum.

I hate fish.

Balıktan nefret ediyorum.

I hate fish.

Hepimiz balıktan evrildik.

We all evolved from fish.

Balıktan pulları temizledi.

- He scaled a fish.
- She scaled a fish.
- She removed the scales from the fish.

Eti balıktan daha çok severim.

I like meat better than fish.

Nicki, sen bile balıktan hoşlanmıyorsun!

Nicki, you don't even like fish!

Tom bana kaçan büyük balıktan bahsetti.

Tom told me about the big fish that got away.

- Balıktan hoşlanmıyorum ki.
- Balık sevmem ki.

I don't even like fish.

Çiğ balık şöyle dursun,ızgara balıktan hoşlanmam.

I don't like grilled fish, let alone raw fish.

- Sen bile balıktan hoşlanmıyorsun.
- Balığı bile sevmiyorsun.

You don't even like fish.

Japonların temel beslenmesi pirinç ve balıktan oluşur.

The Japanese's basic diet consists of rice and fish.

Temel Japon diyeti pirinç ve balıktan oluşur.

The basic Japanese diet consists of rice and fish.

Hem et hem de balıktan oluşan bir öğün yedik.

- We ate surf and turf.
- We ate surf 'n' turf.

Temel Japon diyeti ağırlıklı olarak pirinç ve balıktan oluşur.

The basic Japanese diet consists mainly of rice and fish.

Aynı zamanda, sayısız deniz canlısının ana yemek kaynağıdır. En ufak balıktan...

And the main source of food for countless marine creatures. From small fry...