Translation of "Barındıran" in English

0.003 sec.

Examples of using "Barındıran" in a sentence and their english translations:

Ama tek virüs barındıran canlı yarasa değildir

but it is not the only virus containing live bat

Birçok farklı unsuru içinde barındıran karmaşık bir bileşim.

It's a complex mixture of so many different factors.

Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.

Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.

Hükümet, İtalya nüfusunun çeyreğini barındıran kuzeydeki Lombardiya bölgesini ve diğer 14 vilayeti etkili biçimde tecrit edecek yeni kararnameyi onayladı.

The government approved a new decree which effectively locks down the region of Lombardy in the north and 14 other provinces, covering one quarter of the Italian population.

- Yavrularını besleyen ve koruyan kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
- Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.

Unlike birds, which feed and shelter their young, fish abandon their eggs.