1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Beğeneceğini

Translation of "Beğeneceğini" in English

0.003 sec.

Examples of using "Beğeneceğini" in a sentence and their english translations:

Onu beğeneceğini biliyordum.

I knew you'd enjoy that.

Gösteriyi beğeneceğini umuyorum.

I hope you enjoy the show.

Senin bunu beğeneceğini biliyordum.

- I knew that you would appreciate it.
- I knew you would appreciate it.

Onun onu beğeneceğini düşünüyor musun?

Do you think he will like that?

Onun hediyemi beğeneceğini düşünüyor musun?

Do you think he will like my gift?

Tom'un hediyemi beğeneceğini düşünüyor musun?

Do you think Tom will like my gift?

Bu filmi beğeneceğini garanti ederim.

- I'll guarantee that you'll enjoy this movie.
- I'll guarantee that you'll enjoy this film.

Tom'un bu şarkıyı beğeneceğini umuyorum.

I sure hope Tom likes this song.

- Gerçekten beğeneceğini düşünüyorum.
- Gerçekten beğeneceğinizi düşünüyorum.

- I think you're really going to like it.
- I think that you're really going to like it.

Senin için yaptığım şeyi beğeneceğini umuyorum.

- I hope you like what I made for you.
- I hope that you like what I made for you.

Tom'un hediyeyi beğeneceğini sana söylemedim mi?

Didn't I tell you Tom would like the gift?

Tom'un bu gömleği beğeneceğini düşünüyor musun?

Do you think Tom will like this shirt?

Gerçekten Tom'un bunu beğeneceğini mi düşünüyorsun?

Do you really think Tom would like this?

- Onaylayacağını düşünüyorum.
- Beğeneceğini düşünüyorum.
- Kabul edeceğini düşünüyorum.

- I think you will approve.
- I think you'll approve.
- I think that you'll approve.

Tom'un ona aldığım hediyeyi beğeneceğini düşünüyor musun?

- Do you think Tom will like the gift I bought for him?
- Do you think Tom will like the gift I bought him?
- Do you think Tom will like the gift that I bought for him?

Tom'un Mary'nin ona verdiği hediyeyi beğeneceğini sanıyordum.

- I thought Tom would like the gift Mary gave him.
- I thought that Tom would like the gift Mary gave him.

Mary'nin Tom'un ona verdiği hediyeyi beğeneceğini sanıyordum.

I thought Mary would like the gift Tom gave her.

Mary için bir hediye hazırlıyorum. Onun bunu beğeneceğini umuyorum.

I'm preparing a present for Mary. I hope she'll like it.

- Bu fikir kafana yatar sanmıştım.
- Bu fikri beğeneceğini düşünmüştüm.

- I thought you'd like this idea.
- I thought that you'd like this idea.

- Hemen sahilin oralarda hoşuna gideceğini düşündüğüm gerçekten güzel bir restoran var.
- Hemen sahilin oralarda beğeneceğini düşündüğüm gerçekten iyi bir lokanta var.

There is a really good restaurant just off the beach that I think you'd enjoy.