Translation of "Belediye" in English

0.010 sec.

Examples of using "Belediye" in a sentence and their english translations:

Belediye Başkanının bürosu Belediye Binasındadır.

The mayor's office is in the city hall.

Belediye idaresinin pek çok bürosu belediye binasındadır.

Many offices of the municipal government are in the town hall.

- Belediye binası şehrin merkezinde.
- Belediye Konağı şehrin göbeğinde.
- Belediye Sarayı şehrin merkezinde.

The city hall is in the center of the city.

Belediye başkanı seçildi.

He was elected mayor.

Burası belediye binasıdır.

This is the Town Hall.

Belediye binası nerede?

Where is the city hall?

O, belediye başkanıydı.

He was mayor.

Belediye başkanını ara.

Call the mayor.

Tom belediye başkanıydı.

Tom was city manager.

- Belediye başkanlığına tekrardan şeçildi.
- Belediye başkanlığına tekrardan seçildi.

- He was elected mayor again.
- He was re-elected mayor.

- Belediye binası hemen köşede.
- Belediye binası hemen şurada.

The city hall is just around the corner.

Yerel meclisler, belediye meclisleri,

Local councils, city council assemblies,

Belediye binası insanlarla doluydu.

The town hall was full of people.

Belediye Başkanı telefonda bağırıyor.

The mayor is yelling on the phone.

O, belediye başkanı seçildi.

He was elected mayor.

Tekrar belediye başkanı seçildi.

He was elected mayor again.

Belediye binası hemen köşede.

The city hall is just around the corner.

Belediye başkanlığına aday olmalısın.

You should run for mayor.

Belediye başkanlığına aday oldum.

I ran for mayor.

Belediye başkanı için koştum.

I ran for the mayor.

O, belediye binası olmalı.

That must be the city hall.

Belediye başkanı seçimi kazandı.

The mayor won the election.

Belediye meclisine adaylığını koymalısın.

You should run for city council.

Belediye başkanının kızı kaçırıldı.

The mayor's daughter has been kidnapped.

Onlar belediye binasında evlenecekler.

They are going to get married in the town hall.

Belediye başkanı sen misin?

Are you the mayor?

Tom belediye meclisi üyesi.

Tom sits on the town council.

Belediye başkanlığına aday oldu.

He ran for mayor.

- Milan'ın belediye başkanı Letiza Moratti.
- Milano Belediye Başkanı Letizia Moratti'dir.

Milan's mayor is Letizia Moratti.

- Belediye başkanı genele hitap etti.
- Belediye başkanı halka hitap etti.

The mayor addressed the general public.

- Belediye başkanı bana taziyelerini verdi.
- Belediye başkanı bana taziyelerini sundu.

The mayor gave me his condolences.

- Tom belediye başkanlığı için yarıştı.
- Tom belediye başkanlığına aday oldu.

Tom ran for mayor.

Biz onu belediye başkanı seçtik.

We elected him to be mayor.

İstasyona giderken belediye binasını geçtim.

I passed the city hall on my way to the station.

Hangi yolu belediye binasına gidiyor?

Which way goes to the city hall?

O, belediye başkanlığına aday olacak.

He is going to run for mayor.

Belediye Başkanı şimdi müsait değil.

- The mayor is not available now.
- The mayor isn't available now.

O, belediye başkanı ile tokalaştı.

He shook hands with the mayor.

O, belediye başkanı ile tanışıktır.

He is acquainted with the mayor.

Onlar belediye başkanının çekilmesini istediler.

They demanded that the mayor should resign.

Belediye başkanı kent işlerini yönetir.

The mayor administers the affairs of the city.

İlk kez belediye başkanıyla tokalaşıyorum.

It's the first time I've shaken hands with the mayor.

Belediye başkanı bile dioksin soluyor.

Even the mayor breathes dioxin.

Belediye binası şehrin merkezinde bulunuyor.

The city hall is located at the center of the city.

Tom belediye başkanlığına aday olacak.

Tom is going to run for mayor.

Hangi yol belediye binasına gidiyor.

Which road goes to city hall?

O, şehrin belediye başkanı seçildi.

He was elected mayor of the city.

Ben beş yıldır belediye meclisindeyim.

I've been on the city council for five years.

İl belediye meclisine adaylığımı koyacağım.

I'm running for city council.

Rotes Rathaus Berlin'in belediye binasıdır.

The Rotes Rathaus is the town hall of Berlin.

Belediye başkanı isteğimizi kabul etti.

The mayor granted our request.

O, Boston belediye başkanı seçildi.

He was elected mayor of Boston.

Tom Jackson belediye başkanı seçildi.

- Tom Jackson has been elected mayor.
- Tom Jackson was elected mayor.

Onlar onu belediye başkanı seçtiler.

They got him elected Mayor.

Bu yol belediye binasına gider.

This road leads to the public hall.

Onun eşi belediye binasında çalışıyor.

His wife works at the city hall.

Belediye başkanlığı için adaylığımı koymayacağım.

I won't be running for mayor.

Belediye başkanlığı için aday olmayacağım.

I'm not going to run for mayor.

Tom belediye başkanlığı için adaydır.

Tom is a candidate for mayor.

Belediye arazinin satışına izin verdi.

The city hall authorized the sale of the land.

Boston'un belediye başkanı olmayı özleyeceğim.

I'm going to miss being the mayor of Boston.

Belediye başkanı sen değil misin?

Aren't you the mayor?

Sami Bekir belediye meclisi üyesidir.

Sami Bakir is the city council representative.

Belediye başkanının rüşvet aldığı söyleniyor.

- They say that the mayor takes bribes.
- They say the mayor takes bribes.

Belediye başkanlığına Tom Jackson'u seçtik.

We elected Tom Jackson to be mayor.

Müfide İlhan ilk kadın belediye başkanı

Müfide İlhan is the first female mayor

Onun desteğiyle o, belediye başkanı seçilebilirdi.

With his support, she might have been elected mayor.

Kendisini belediye başkanı olarak seçtirmeyi başardı.

She succeeded in getting herself elected as mayor.

O, belediye başkanlığı için aday olacak.

He will run for mayor.

Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.

He severely criticized the mayor.

O, belediye başkanı olarak görev yaptı.

He served as mayor.

Londra Belediye Başkanı körüklü otobüsleri sevmez.

The Mayor of London doesn't like bendy buses.

Belediye binasına yürümek ne kadar sürer?

How long does it take to walk to the city hall?

Belediye binası, sağa dönünce hemen karşınızda.

If you turn right, City Hall will be right in front of you.

Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biridir.

He is one of the candidates running for mayor.

Belediye başkanını tanımıyorum, ama tanışmak isterim.

I don't know the mayor but I'd like to meet him.

Ben de, bir belediye meclisi üyesiyim.

I'm a councillor, too.

Belediye binasına nasıl gidildiğini söyler misiniz?

Can you tell me how to get to the city hall?

Belediye başkanı geçit töreninin başında yürüdü.

The mayor walked at the head of the procession.

Belediye başkanı yakında istifa kararını açıklayacak.

The mayor will shortly announce his decision to resign.

Belediye binasındaki gösteri kontrolden çıkmaya başladı.

The demonstration at City Hall started getting out of hand.

Onu belediye başkanı olması için seçtiler.

They elected her to be the mayor.

Belediye başkanı şu anda müsait değil.

The mayor is unavailable at the moment.

Tom'un büyük dedesi Boston belediye başkanıydı.

Tom's great-grandfather was the mayor of Boston.

Belediye Binası önünde fırıncı fiyatlarını artırdı.

The baker in front of City Hall increased his prices.

Benim belediye başkanı seçilmem şaşırtıcı değildir.

It is not surprising that I was elected mayor.

Aradığın adres belediye binasına çok yakın.

The address you're looking for is very near the city hall.

Clint Eastwood, Carmel belediye başkanı seçildi.

Clint Eastwood was elected mayor of Carmel.

Onu niye belediye başkanı seçelim ki?

Why should we elect him mayor?