Translation of "Bulunmayı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Bulunmayı" in a sentence and their english translations:

Tom itirafta bulunmayı kabul etti.

Tom agreed to make a confession.

Tom orada bulunmayı planlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't plan on being there.
- Tom said that he didn't plan on being there.

Niçin Tom'a bir teklifte bulunmayı denemiyorsun?

Why don't you try making Tom an offer?

Daha fazla para katkıda bulunmayı planlamıyorum.

I don't plan to contribute any more money.

- Sami şikayetçi olmayı reddetti.
- Sami suçlamada bulunmayı reddetti.

Sami refused to press charges.

Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın.

Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.