1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Bunalımlı

Translation of "Bunalımlı" in English

0.006 sec.

Examples of using "Bunalımlı" in a sentence and their english translations:

O bunalımlı.

- He is depressed.
- He's depressed.

Bunalımlı hissediyorum.

I'm feeling depressed.

Tom çok bunalımlı.

Tom is very depressed.

Tom biraz bunalımlı.

Tom is a little depressed.

Tom bunalımlı görünüyordu.

Tom seemed depressed.

Biraz bunalımlı görünüyorsun.

You seem a bit depressed.

Hâlâ bunalımlı görünüyorsun.

You still look depressed.

Sen bunalımlı görünüyordun.

You seemed depressed.

Sen bunalımlı görünüyorsun.

You look depressed.

Tom bunalımlı görünmüyordu.

Tom didn't seem depressed.

Tom hâlâ bunalımlı.

Tom is still depressed.

Tom bunalımlı görünüyor.

Tom seems depressed.

Bunalımlı hissediyor musun?

Are you feeling depressed?

Tom bunalımlı olacak.

Tom is going to be depressed.

- Seni bunalımlı yapan ne?
- Seni ne bunalımlı yapıyor?

What makes you depressed?

Köpeğin gerçekten bunalımlı olabilir.

Your dog may be really depressed.

Tom bunalımlı ve yalnız.

Tom is depressed and lonely.

Senin bunalımlı göründüğünü düşündüm.

- I thought you looked depressed.
- I thought that you looked depressed.

Bu kadar bunalımlı görünme.

Don't look so depressed.

Yağmur yağdığında bunalımlı olurum.

When it rains, I get depressed.

Tom hâlâ biraz bunalımlı.

Tom is still kind of depressed.

Tom bunalımlı göründüğümü söyledi.

- Tom said I looked depressed.
- Tom said that I looked depressed.

Tom bunalımlı olduğunu söylüyor.

Tom says he's depressed.

Tom muhtemelen bunalımlı olacak.

Tom is likely to be depressed.

Sen bunalımlı gibi görünüyordun.

You looked like you were depressed.

Tom bunalımlı gibi görünüyor.

It looks like Tom is depressed.

Bence Tom hâlâ bunalımlı.

- I think Tom is still depressed.
- I think that Tom is still depressed.

Tom gerçekten bunalımlı görünüyordu.

Tom seemed to be really depressed.

Sen hâlâ bunalımlı mısın?

Are you still depressed?

Tom bunalımlı olduğunu söyledi.

- Tom said that he was depressed.
- Tom said he was depressed.

Tom bunalımlı olduğumu biliyordu.

- Tom knew that I was depressed.
- Tom knew I was depressed.

Tom çok bunalımlı oldu.

- Tom became very depressed.
- Tom fell into deep depression.

Tom biraz bunalımlı görünüyor.

Tom looks a little depressed.

Tom Mary öldüğünden beri bunalımlı.

Tom has been depressed ever since Mary died.

Sen bunalımlı değilsin, değil mi?

- You're not depressed, are you?
- You aren't depressed, are you?

Tom çalışamayacak kadar çok bunalımlı.

Tom is too depressed to work.

O aşık olduğunda bunalımlı görünüyor.

When she falls in love, she looks depressed.

Tom Mary'nin bunalımlı olmadığını söyledi.

- Tom said Mary isn't depressed.
- Tom said that Mary isn't depressed.

Tom Mary'nin bunalımlı olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks Mary is depressed.
- Tom thinks that Mary is depressed.

Tom Mary'nin bunalımlı olduğunu söyledi.

- Tom said Mary was depressed.
- Tom said that Mary was depressed.

Tom bunalımlı hissediyor gibi görünüyordu.

Tom seemed to be feeling depressed.

Tom bana bunalımlı olduğunu söyledi.

- Tom told me that he was depressed.
- Tom told me he was depressed.

Tom ve Mary bunalımlı görünüyordu.

- It seemed Tom and Mary were depressed.
- It seemed that Tom and Mary were depressed.

Eğer o tekrar olursa bunalımlı olurum.

I'd be depressed if that happened again.

Bana yardım et lütfen. Bunalımlı hissediyorum.

Help me, please. I'm feeling depressed.

Tom sen gittiğinden beri çok bunalımlı.

Tom has been very depressed since you left.

- Artık bunalımlı değilim.
- Artık depresyonda değilim.

I'm no longer depressed.

Tom bu sabah bunalımlı gibi görünüyor.

Tom seems to be depressed this morning.

Tom bu sabah biraz bunalımlı görünüyor.

Tom seems a bit depressed this morning.

Tom Mary'nin muhtemelen bunalımlı olacağını söyledi.

- Tom said Mary was likely to be depressed.
- Tom said that Mary was likely to be depressed.

Tom, Mary'nin bunalımlı olacağını düşündüğünü söyledi.

- Tom said he thought Mary would be exhausted.
- Tom said that he thought Mary would be exhausted.
- Tom said that he thought that Mary would be exhausted.

Mary Tom'un bunalımlı göründüğünü düşündüğünü söyledi.

Mary said she thought Tom seemed depressed.

Tom Mary'nin bunalımlı göründüğünü düşündüğünü söyledi.

- Tom said he thought Mary seemed depressed.
- Tom said that he thought Mary seemed depressed.
- Tom said that he thought that Mary seemed depressed.

Ondan sonra Tom çok bunalımlı oldu.

Tom got very depressed after that.

- Depresyonda olduklarını söylediler.
- Bunalımlı olduklarını söylediler.

- They said they were depressed.
- They said that they were depressed.

Ondan sonra Tom çok bunalımlı hale geldi.

Tom became very depressed after that.

Tom bana Mary'nin bunalımlı olduğunu düşündüğünü söyledi.

- Tom told me that he thought Mary was depressed.
- Tom told me he thought Mary was depressed.
- Tom told me he thought that Mary was depressed.
- Tom told me that he thought that Mary was depressed.

Tom karısı onu terk ettiği için bunalımlı.

Tom is depressed because his wife left him.

Boston'da bir şey olmuş olmalı. Tom gerçekten bunalımlı görünüyor.

- Something must have happened in Boston. Tom seems really depressed.
- Something must've happened in Boston. Tom seems really depressed.

- Bunalımlı olduğum zaman her zaman abur cubur yerim.
- Depresyondayken sürekli abur cubur yerim.

I always eat junk food when I'm depressed.