Translation of "Döktü" in English

0.018 sec.

Examples of using "Döktü" in a sentence and their english translations:

Tom sütü döktü.

Tom spilled the milk.

Tom kahvesini döktü.

Tom spilled his coffee.

Tom çöpü döktü.

Tom emptied the garbage.

Düşüncelerini kağıda döktü.

She put down her thoughts on paper.

Tom içkisini döktü.

Tom spilled his drink.

Tom gözyaşı döktü.

Tom shed tears.

O içini döktü.

She poured her heart out.

Tom içini döktü.

Tom poured his heart out.

Tom ne döktü?

What did Tom spill?

Tom çorbasını döktü.

Tom spilled his soup.

Tom birasını döktü.

Tom spilled his beer.

Tom çayını döktü.

- Tom spilled his tea.
- Tom poured himself tea.

- Yere kim mürekkep döktü?
- Mürekkebi yere kim döktü?

Who spilled the ink on the floor?

Kamyon kumu yere döktü.

- The truck dumped the sand on the ground.
- The lorry dumped the sand on the ground.

O acı gözyaşları döktü.

She shed bitter tears.

O, düşüncelerini kağıda döktü.

He put his thoughts on paper.

O bana dil döktü.

- He twisted my arm.
- He pressured me.

Tom sütü karıştırıcıya döktü.

Tom poured milk into the blender.

Tom bardaklara kanyak döktü.

Tom poured brandy into the glasses.

Tom fincana süt döktü.

Tom poured milk into the cup.

Kahveyi masanın üzerine döktü.

She spilled coffee on the table.

Tom suyu bardaktan döktü.

Tom poured the water out of the glass.

Kim sütü yere döktü?

Who spilled the milk on the floor?

Tom düşüncelerini kâğıda döktü.

Tom put his thoughts on paper.

Koşucular suyu kafalarına döktü.

The runners poured water over their heads.

Hikayeyi dinlerken gözyaşı döktü.

She shed tears while listening to the story.

Onun boynunda isilik döktü.

A rash broke out on her neck.

Tom gömleğine kahve döktü.

Tom spilled coffee on his shirt.

Tom masaya kahve döktü.

Tom spilled coffee on the table.

O, şişeden biraz süt döktü.

She poured some milk from the bottle.

Tom kendisine biraz süt döktü.

Tom poured himself some milk.

Kendi üzerine soğuk su döktü.

He poured cold water over himself.

O, sütü bir kaseye döktü.

She poured the milk into a bowl.

Tom başına soğuk su döktü.

Tom poured cold water over his head.

Tom bardağa biraz burbon döktü.

Tom poured some bourbon into the glass.

Tom fincana sıcak su döktü.

Tom poured hot water into the cup.

Tom kaseye biraz tahıl döktü.

Tom poured some cereal into a bowl.

Tom kaseye biraz süt döktü.

Tom poured some milk into a bowl.

Kendi üzerine sıcak su döktü.

She poured hot water over herself.

Tom bardağının içindekileri lavaboya döktü.

Tom poured the contents of his glass into the sink.

Tom kalan birayı lavaboya döktü.

Tom poured the remaining beer into the sink.

Tom içkisini Mary'nin üstüne döktü.

Tom spilled his drink on Mary.

Tom gömleğine biraz şarap döktü.

Tom spilled some wine on his shirt.

Tom sütü mısır gevreğine döktü.

Tom poured milk on his cereal.

Tom masanın üzerine mürekkep döktü.

Tom spilled ink on the desk.

O, sütü bir çanağa döktü.

He poured the milk in a bowl.

Deprem her şeyi kırıp döktü.

The earthquake smashed everything.

Tom sütü bir kaseye döktü.

Tom poured the milk in a bowl.

Tom kendi üzerine su döktü.

Tom poured water over himself.

Tom gömleğinin üzerine şarap döktü.

Tom spilled wine on his shirt.

Tom gömleğinin üstüne çorba döktü.

Tom spilled soup on his shirt.

Tom kendi üstüne kahve döktü.

Tom spilled coffee on himself.

Tom içkisini kendi üstüne döktü.

Tom spilled his drink on himself.

Sami bir bardak antifriz döktü.

Sami poured a glass of antifreeze.

Kız babası öldüğünde biraz gözyaşı döktü.

The girl shed some tears when her father died.

O, içkisini tüm elbisemin üzerine döktü.

She spilled her drink all over my dress.

O, içkisini tüm smokinimin üzerine döktü.

She spilled her drink all over my tuxedo.

Tom tekrar bir şey döktü mü?

Did Tom spill something again?

Tom kendi üzerine soğuk su döktü.

Tom poured cold water over himself.

Tom bardağına biraz daha şarap döktü.

Tom poured some more wine into his glass.

Tom evrak çantasının içindekileri masaya döktü.

Tom dumped the contents of his briefcase out on the table.

Tom kedisi için tasa süt döktü.

Tom poured milk into a bowl for his cat.

O, erimiş kurşunu bir huniye döktü.

She poured the molten lead into a funnel.

Onun ölümü üzerine timsah gözyaşları döktü.

She shed crocodile tears over his death.

Güçlü bir rüzgar ağaçların yapraklarını döktü.

A strong wind stripped the trees of their leaves.

Tom cinayetle suçlandığında soğuk ter döktü.

When Tom was accused of the murder, he broke out in a cold sweat.

Tom gömleğimin her yerine kahve döktü.

Tom spilled coffee all over my shirt.

Tom, Mary'nin bardağına biraz şarap döktü.

Tom poured some wine into Mary's glass.

Tom kendine biraz mısır gevreği döktü.

Tom poured himself some cereal.

Tom bir kupaya biraz kaynamış su döktü.

Tom poured some boiling water into a cup.

Tom çorbayı büyük bir teneke kaseye döktü.

Tom poured the soup into a large tin cup.

Tom klavyesinin üzerine bir fincan kahve döktü.

Tom spilled a cup of coffee all over his keyboard.

Tom torbayı açtı ve ayçiçeği tohumlarını döktü.

Tom opened the bag and poured out the sunflower seeds.

Tom Mary'ye çarptı ve içkisini ona döktü.

Tom bumped into Mary and spilled his drink on her.

Tom beyaz gömleğine biraz kırmızı şarap döktü.

Tom spilled some red wine on his white shirt.

Çocuk mürekkebi döktü ama böyle olsun istemedi.

The boy spilled the ink, but he didn't mean to.

Sadece heyecan olsun diye masum kanı döktü.

He shed innocent blood just for kicks.

Tom başının üzerine biraz soğuk su döktü.

Tom poured some cold water over his head.

Tom, Mary'nin bütün elbisesinin üzerine kahve döktü.

Tom spilled coffee all over Mary's dress.

Sami polis sorgulama odasında her şeyi döktü.

Sami spilled everything in the police interrogation room.

- Tom çayını döktü.
- Tom kendine çay koydu.

Tom poured himself tea.

Kendini uyandırmak için üstüne soğuk su döktü.

He poured cold water over himself to wake himself up.

Komşunun kedisi süt fincanını zemin karoları üzerine döktü.

The neighbor's cat spilled its cup of milk on the floor tiles.

O hazır kahveyi karıştırdı ve sütün içine döktü.

She stirred the instant coffee and poured in milk.

Tom lavaboya gitti ve içkisinin geriye kalanını döktü.

Tom went to the sink and poured the rest of his drink down the drain.

Tom kedisi için şişeden kaseye biraz süt döktü.

Tom poured some milk from the bottle into a bowl for his cat.

Tom bir çorba kaşığına biraz öksürük ilacı döktü.

Tom poured some cough medicine into a tablespoon.

Tom diz üstü bilgisayarına bir bardak süt döktü.

Tom spilled a glass of milk on his laptop.

Tom beyaz halı üzerine mavi boya kutusunu döktü.

Tom spilled the can of blue paint on the white carpet.

Tom üzerine bir kova buzlu soğuk su döktü.

Tom poured a bucket of ice-cold water on himself.

Tom kedileri için bir kaseye biraz süt döktü.

Tom poured some milk in a bowl for his cats.

- Uçuş görevlisi kazara Tom'un üstüne biraz sıcak kahve döktü.
- Uçuş görevlisi yanlışlıkla Tom'un üzerine biraz sıcak kahve döktü.

The flight attendant accidentally spilled some hot coffee on Tom.

- Deprem her şeyi kırıp döktü.
- Deprem her şeyi mahvetti.

- The earthquake smashed everything.
- The earthquake destroyed everything.

Tom rom şişesini açtı ve bir bardağa biraz döktü.

Tom opened the bottle of rum and poured some into a glass.